26. BÖLÜM: "YILDIZLARIN ALTINDA"

7.7K 402 174
                                    

BU BÖLÜM ÇOKÇA YORUM, ÇOKÇA OY İSTİYORUM. 💫⭐

Bölüme geçebiliriz...

***

Bölüm şarkısı; Eda Baba- Ezbere biliyorum seni

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

26. BÖLÜM: "YILDIZLARIN ALTINDA"

Tanrı, köhne ruhuma bir adam bağışladı.

Karanlık günlerimin acı dolu feryatlarını duymamak adına kulaklarıma duvar ettiğim ellerimi şefkatle indirip, fısıldadı tüm mutlulukları. Bu adam, mecruh ruhuma verilen armağandı. Mutluluğun havadisini vermişti, okyanus mavisi gözleriyle.

Kaya Sancaktar. Ruhuma armağan edilip, geçmişin kör kuyusundan çekip çıkaran adamın adı buydu. Ruhumu hiç şüphe duymadan ruhuna emanet ettiğim adam. Uçurtmanın ipine bağlamıştım ona olan umutlarımı, uçurtma gökyüzünden süzülüyordu ahenkle.

Bana attığı mesajdan sonra gözlerim mutlulukla parlamış, Tanrıya tekrar şükretmiştim, okyanus mavisini yüreğime bağışladığı için. Kalbimin dört odacığına adını yazmış, ruhumun derin yaralarına merhem olmuştu şefkatle.

Dün gece ilk kez mutluluktan ıslanmıştı kirpiklerim. Mutlulukla gülümsemiştim gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken.

"Şu meseleyi baştan anlatsana." Atakan'ın sesi puslu düşünce bulvarından beni çekip alırken, elimdeki kahve fincanını masaya bıraktım yavaşça.

"Sana bir şey soracağım," dedim kahverengi yün kazağımın kollarını çekiştirerek. Dünden beri zihnimi karıştıran diğer bir konu ise, Yiğit'ti. Geçmişimi uğursuz bir rüzgârla önüme sunup, arkasını dönüp giden gece gözlü adam.

"Sor."

"Hastanede," diye mırıldandım sessizce. O günleri hatırlamak istemesem de, yüreğimdeki alevi söndürmeye ihtiyacım vardı. Ruhunu, gülümsememe adayan adamı hatırlamak istiyordum.

"Geçmişin peşini bırak, Buğlem." Atakan'ın keskin sesi oturduğumuz masaya rüzgâr gibi esti lakin benim konuyu kapatacağım yoktu.

"Yiğit," dedim ne diyeceğimi bilmeyerek. Adını anmamla dilimin ucunun uyuştuğunu hissettim. "Yiğit Aldinç. Bu ismi biliyor musun?"

Atakan'ın gözleri kısıldı ve elini çenesinin altına koyarak, birkaç günlük olduğu belli olan sakallarını sıvazladı. "Yiğit..." diye mırıldandı. Bir süre sessiz kaldıktan sonra, kısık olan gözleri açıldı ve elini çenesinden indirip gözlerime baktı. "Evet, hatırlıyorum. Benimle aynı kattaydı. Onunla iletişim kurmaya çalıştım fakat reddetti. Benden öncede oradaydı, sonrada." Durdu ve gözlerini gözlerime dikti. "Sen nereden tanıyorsun bu adamı?"

Dudaklarımdan titrek bir nefes döküldü yavaşça. Gözlerimin içinin yandığını hissettim. "Buradaydı, okulda. Bana olan aşkını anlattı. Hastaneden bu yana beni aradığını söyledi."

Atakan'ın gözleri şaşkınlıkla büyürken, dudakları eş zamanlı aralanmıştı. "Sen ne diyorsun?" diye sordu fakat kendi kendine konuşuyormuş gibi fısıldamıştı. "Yiğit dışarıya bile çıkmazdı ki. Hep pencereden dışarıyı izlerdi."

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin