ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

4.BÖLÜM: ''KOKUNUN İZİ''

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

4. BÖLÜM "KOKUNUN İZİ"

Kan revan içinde kalmış duygularım, paketlenmiş öylece bana bakıyordu. Rüzgâr yüzümü yalıyor, kulaklarım çınlıyordu.

Gürültü... Gürültü kulaklarımı delecek kadar yüksekti ama ses yoktu. Sessizlik evreni
ele geçirmiş, bir kitabın satırları arasına saklanmıştı.

Ey kalbimin müdavimi okyanus mavisi, bastığın her yer acıyor.

Göz irislerim titriyordu, kirpiklerim her hangi bir intihara önlem amacıyla birbirine girdiğinde, dudaklarım araladı. Ve arkamı dönüp, gözlerimi açtım.

Okyanus mavisi gözleri, kahverengi gözlerime bakıyordu. Mavisini kirletiyordu, farkında değil miydi?

"Kitap mı?"

"Evet," dedi Kaya fısıldayarak ve ayağa kalktı.

Elindeki kitabı bana uzatırken, öylece hareketlerini izliyordum, tepki vermek istiyor lakin büyülenmişçesine onu izlemekten
geri alamıyordum kendimi.

Parmaklarımın arasında kalan kitaba bakarken, siyah cilt kaşlarımın çatılmasına neden oldu.

"Adı yok mu bu kitabın?" dedim gözlerimi hâlâ kitabın üzerinde gezdirirken.

"Bu yüzden en sevdiğim kitap," dedi ve devam etti. "Yazarının birkaç röportajını okudum, kitabın adını okuyucunun koymasını istiyor."

Şaşkınca gözlerine bakarken, "Sen ne koydun adını?" diye sordum.

"Kitabı bitirdikten sonra, adını sen koy. O zaman bende sana söyleyeceğim."

Mavisi, kahverengilerime bakıyordu. Bakışı; ruhumun en derinine inip, orada kalbimin damarlarında gidip geliyordu.

Her zaman ki okyanus mavisiydi işte, bakışı ile her şeyi yerle bir eden adam.

"Merak ettim," diye fısıldadım.

Okyanus mavisine nasıl bir etki uyandırmıştı, adını ne
koymuştu bu dünyanın?

İki elini ceplerine koyup, gülümsedi. Kara kışta, baharlar açtırdı karanlık kalbimde.

Fırtınalı bir havadan sonra çıkan gökkuşağı gibi güzeldi gülüşü. "İlk bende merakla başladım. Güzeldi. Çok güzel."

"Kaya?" yanımızdan gelen erkek sesi gözlerimi o tarafa doğru yöneltmeme sebep oldu.

Sarp Karakurt.

Kaya'nın kadim dostu.

"Sarp," dedi Kaya. Sonra beni işaret etti. "Tanıştırayım, Buğlem."

Sarp elini bana uzattığında, bir yabancının eline dokunmak istemedim. Kaya'nın elinden başka bir erkeğin eline dokunmak istemedim. Ama eli havada öylece duruyor, gözleri gözlerimi talan ediyordu.