16. BÖLÜM: "PERESTİŞ"

7.6K 430 48
                                    

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

16. BÖLÜM: "PERESTİŞ"

Girift düşüncelerimin sonu çıkmaz sokak olmuştu her defasında. Bedenimi saran, sardıkça nefessiz kalmamı sağlayan ibarelerdi beni yerle bir eden. Zihnimin acısının ehemmiyeti yoktu elbette, şimdi olduğu gibi.

Zihnim karmaşıklık içinde sızım sızım sızlıyor, benim bedenimde olduğu için Tanrıya isyan ediyordu. Haklıydı. Ruhum her defasında olduğu gibi yine bedenimden çekilmiş, kalp kırıklığımla beni ortada bırakmıştı. Yine.

"Misafir mi?" diye mırıldandı, Kaya. Gözlerimin baktığı ciheti takip edip, baktığım yerde durdu okyanus mavisi gözleri.

Yorgun gözkapakları okyanus mavisi gözlerini bir kefen gibi sardı bir müddet. Birkaç saniye sonra birbirine girmiş kirpikleri aralandı ve etli dudaklarından bir nefes döküldü.

"Gel benimle," dediğinde arabanın kapısını açıp aşağıya indi. Gözlerim hâlâ Yasemin'in olduğu yöndeyken, derin bir nefes alıp emniyet kemerimi çözüp arabadan indim. Kapıyı kapattığımda, Kaya'nın beni beklediğine şahit oldum. Yavaş adımlarla yanına vardığımda, gözlerini gözlerime çıkardı.

"Sanırım seninle bir şey daha paylaşacağım," diye söylendi Kaya. Yüzünü incelerken, kaşlarının yine çatıldığını ve alnındaki damarın belirginleştiğini fark ettim. Sinirleniyordu.

Onun cümlesi havada asılı kalırken, Yasemin bizi fark etmiş olacak ki, kiremit rengine boyadığı dudakları aralandı. Yeşil gözlerinin akı kırmızıya boyanmıştı. Uzun gür kirpiklerini kırpıştırdı.

"Kaya," diye fısıldadı Yasemin tüm zarafetiyle. Aramızdaki sessizliği bozan tek şey, Yasemin'in topuklu botlarının çıkardığı seslerdi. Dilimi, soğuktan kuruyan dudaklarımın üzerinde gezdirdim ve derin bir nefes bahşettim ciğerlerime.

"Ne istiyorsun yine, Yasemin?" diye sinirle soludu Kaya.

"Biraz konuşabilir miyiz?" deyip orman yeşili gözlerini gözlerime çıkardı. "Yalnız."

Dudaklarımı aralayıp buradan gideceğimi söyleyecektim ki, Kaya benden önce davrandı. "Yeterince konuşmadık mı bugün?"

Yasemin beni görmezden gelerek, kızıl saçlarını savurdu ve soğuktan kızarmış eliyle Kaya'nın avucunu kavradı. Gözlerimin yandığını hissederken, burada fazlalık unsuru olduğum zihnimde yankılanmaya başladı.

"Lütfen," deyip diğer avucunu kavradı okyanus mavisinin. Kalbim bu manzarayı daha fazla kaldıramayacaktı fakat buradan çekip gidersem, Kaya her şeyin farkına varacaktı.

Kaya ellerini sert bir biçimde çektiğinde, Yasemin'in elleri iki yana düştü. "Seni görmek istemiyorum, tanıdığım gibi; masum ve iyi olarak kal. Şimdi lütfen bir daha karşıma çıkma."

Kaya, ne kadar nazik olmaya çalışsa da, ses tonu oldukça sertti. Ne yani, istemiyor muydu Yasemin'i?

Kalbim umutla çarpmaya başlarken, sessizliğimi koruyup ses çıkarmadım. Orman yeşili gözleri beni buldu. Kaşlarım havaya kalkarken, bende gözlerimi onun gözlerine sabitledim.

Rekabet?

"Hatalı olan bendim," dedi Yasemin gözlerini gözlerimden almayarak. "Ama sende çaba sarf etmedin."

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin