14. BÖLÜM: "BATAKLIK"

7.6K 452 37
                                    

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

14. BÖLÜM: "BATAKLIK"

Kaderimi yazan kalemi, parmaklarımın arasına hapsedip onu parçaladım. Onu yok ettim. Kaderimi baştan yazdım, ya da ben öyle sandım.

Ben acının büyüttüğü kadın, ben acının tanrıçasıydım.

Ben acının büyüttüğü kadın, ben kimsesizliğinanlamlısıydım.

Ben acının büyüttüğü kadın, ben kaderini değiştirmek isterken, onu bataklığa atıp çamura bulayan kadındım.

Göğüs kafesimde taşıyamayacağım kadar ağır bir yük varken, gözlerim acının tohumları ile dolmuştu. Kirpiklerim birbirine değse, onlarca intihar işlenecekti bataklık gözlerimde. Burnumu çektim ve acı veren manzarayı izlemeye devam ettim. Bile bile ruhuma ıstırap çektiriyordum. Dünyaya bir sis bulutu çökmüş, herkesi sisinde boğmuştu. Bizi hariç. İnsanların kahkahaları, konuşmaları kulağımda uğulduyor, beni kendime getirmiyordu.

Telefonuma bir bildirim sesi geldi, umursamadım. Canım o kadar çok yanıyordu ki, ne gidebiliyordum, ne kalabiliyordum. Tek istediğim saydam bir duvar olsaydı ve bende  içine girip yok olsaydım. İçim titriyordu, kalbim sendeliyor, sevdiğim adamın yanında başka bir kadın görmenin acısını yaşıyordum.

Okyanus mavisi, Yasemin'i dikkatle inceliyor, arada dudaklarını yukarıya kaldırıyor öpmek istediğim dudaklarını aralayıp ona birkaç sözcük fısıldıyordu.

"Buğlem?" Adımın kulaklarıma ilişmesiyle, dolu gözlerimi ikilinin üzerinden alıp sesin geldiği yöne çevirdim. Atakan.

Onu gördüğümde gözlerimden bir damla yaş döküldü ve onun heybetli bedenine kollarımı sardım.

Acı her yerdeydi.

"Götür beni buradan, yalvarırım."

Kollarını bedenime sardığında, çenesini kafamın üzerinde hissettim. "Ne oldu?" diye fısıldadığında, yüzümü göğsüne bastırıp siyah paltosunun açıkta bıraktığı beyaz gömleğinin gözyaşlarımla ıslanmasına izin verdim.

"Götür beni Atakan, lütfen."

"Gel," diye fısıldadığında, onunla adımlandım. Canım o kadar yanıyordu ki, bu acı fazlasıyla gerçekti.

Zihnimdeki kız çocuğunun dudakları yukarıya kıvrıldı. "Arkadaş olarak yanında kalacaksın öyle mi? Bu manzaraya dayanabilir misin?"

Derin bir nefes almaya çalıştım, nefesim soluk borumda kalıp beni ölümün eşiğine getirdi. Aldığım nefes, ziyan olmuştu. Benim gibi. Ruhumu cehennemin en derin çukuruna atmışlardı sanki, acı içinde kıvranıyordum ama bu durum bedenimden sadece gözyaşı olarak çıkıyordu.

Okuldan çıkana kadar ne Atakan konuştu ne ben. Arada sessizliği bölen benim titrek nefesim oluyordu. Hıçkırmamak adına dilimi ısırdığımda, Atakan'ın bakışları bana döndü.

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin