21. BÖLÜM: "KAFES"

7.3K 395 57
                                    

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

21. BÖLÜM: "KAFES"

Zihnimde dolanan yılanların kuyrukları birbirine girmiş, hareket etmiyordu. Bu durumdan her ne kadar hoşnut olsam da, ileride büyük bir vaveyla yükselerek, birbirlerinden kopacaklardı ve ben bu duruma ne yazık ki hazır değildim. Canımın yanacağını bile bile devam ediyordum zihnimi umutla doldurmaya.

Umut...

Dört harf, zihnime nüksediyordu. Oysa ruhum, umudu küflü bir rafa kaldırmıştı. Umut bana haramdı, yasaktı, zehirdi. Günaha gireceğimi bile bile umut etmekten kendimi alıkoyamıyordum, cezalanacaktım. Zehirlenecektim sonra, yok olacaktım yavaş yavaş.

Beni yok eden okyanus mavisi gözlerse, ben yok olmaya da razıydım.

Onun kalbi pençelerimde olsun, onu yavaşça sağ tarafımdaki boşluğa yerleştireyim istiyordum. Oysa onun kalbi değil, arkadaşlığı ellerimdeydi.

Ellerimin arasındaki kalemle not almaya devam ederken, derin bir nefes aldım. Finaller yaklaşıyordu fakat aklım o kadar mavi gözlerle dolmuştu ki, ne yapacağım konusunda bir fikir sahibi değildim henüz.

"Buğlem, ben çok sıkıldım."

Buse'nin yorgun sesi kulaklarıma ilişince, istemeden gülümsedim. Derslerle arası benimki kadar iyi değildi, derslerde sıkılıyordu fakat notları yüksekti.

"Şhh," dedim işaret parmağımı kendi dudaklarıma bastırarak. "Odaklanmaya çalışıyorum."

Kahverengi gözleri yana devrildi. "Bu adamın dersinde bile odaklanıyorsun, ne diyeyim sana."

Alt dudağım dişlerimin arasına sıkışırken, dudaklarım da yukarıya kıvrıldı. Artık yüzümdeki soğuk ifade yok olmuştu. Dudaklarım sürekli yukarıya doğru kıvrılıyordu. Bunun tek nedeni, okyanus mavisiydi. Bana güzel gözlerini bahşetmiş, içime akan gözyaşlarım için avucunu açmıştı.

"Az kaldı, bundan sonra dersimiz yok zaten."

"Biliyorum," dedi fısıldayarak. "Ama ne yapayım, sıkılıyorum."

Cevap vermeden not tutmaya devam ettim. Buse'de not tutarken, zaman hızla akmaya başlamıştı. Buse bu dönemin sonunda gidiyordu, finaller bitecek, Buse Ankara'ya gidecekti. O benim güvendiğim sınırlı insanlardan biriydi fakat mutluluğu için karşı çıkamıyordum ona.

Ders biterken, dersin hocası deri siyah çantasını eline alıp dışarıya çıktı.

"Bitti, gördün mü?" diye sordum gülerek.

Kahverengi kabanını üzerine geçirdikten sonra, uzun saçlarını kabanın içinden çıkarıp, bana baktı. "Evet, farkındayım." Kahverengi gözleri gözlerimde gezdi birkaç saniye ardından ince dudakları büküldü. "Seni çok özleyeceğim."

Gözlerimin içi yanarken, elimdeki defteri sıraya bırakıp kollarımı onun bedenine sardım. "Bende seni çok özleyeceğim ama veda için çok erken değil mi? Daha üç haftamız var."

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin