12. BÖLÜM: "MEHLİKA"

8.6K 466 37
                                    

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

12. BÖLÜM : "MEHLİKA"

Olduramadığımız dünyanın, hepimiz başkahramanıydık. Sözde. Zihnimin en ücra köşelerinde, büyüyen bir filiz vardı; karamsarlık. Girift düşüncelerim her zaman o filizi suluyor, toprağını çapalayıp bakım yapıyordu. En sonunda filizim koca bir ağaç olmuş, dalları zihnime sığmaz bir hâl almıştı. İyi şey düşünemez olmuştum.

Okyanus mavisinin delici bakışları benimle kesişince, dudaklarını yukarıya doğru kıvırdı ve bize doğru adımlandı. Kalbim göğüs kafesime güçlü darbeler atıyor, soluk borumu rahatsız edip nefes almamı engelliyordu. Ablam neden durduğumu anlam verememiş olacak ki, kafasını bana çevirdi.

"Ne oldu?" Ablama cevap vermek için dudaklarımı araladığım esnada, Kaya yanımıza gelmişti.

"Merhaba," dedi mavi gözlerini kahverengi gözlerime sabitlemişken.

"Merhaba," diye cevapladığım sırada okyanus mavisi gözlerini ablama çevirdi.

"Şey," diye mırıldandım ilk önce, yıllardır sevdiğim adamı ablam nihayet görecekti fakat benim dilim dolanmış, cümle kurmamı engelliyordu. "Ablam, Hazal"

Kaya, sol elini ablama uzattığı sırada, "Fakülteden arkadaşım, Kaya." dedim ablama. Ablamın gözleri gözlerime tırmandı önce, sonra Kaya'nın elini fark edip, elini tuttu.

"Memnun oldum."

"Bende memnun oldum," dedi Kaya ve bakışları sonra bana döndü. Tam dudaklarını aralamıştı ki, bir telefon melodisi duyuldu.

"Ah, kusura bakmayın çocuklar."

Ablam bir yandan af diliyor, bir yandan çantasındaki telefonuna ulaşmaya çalışıyordu. Telefonunu nihayet kulağına dayadığında, kavisli kaşları çatıldı.

"Hastanın bilgilerini geçin hemen," dedi. "Siz ameliyathaneyi hazırlayın ve derhal Selim Bey'e haber verin ben hemen çıkıyorum."

Telefonunu kapattı ve bana dönüp elini omzuma koydu. "Kusura bakma güzelim, acil gitmem gerekiyor. Yemeği başka zaman yeriz."

Suratım düşse de, bunu belli etmemek adına dudaklarımı yukarıya kıvırdım. "Önemli değil."

Kehribar rengi gözlerini Kaya'ya çevirdi. "Çok memnun oldum, tekrar."

Kaya cevap vermek yerine gülümseyerek başıyla ablamı selamladı. Ablam hızlı adımlarla yanımızdan ayrılırken, gözlerim Kaya'nın gözlerine tırmandı.

"Yoğun bir iş," dedi Kaya ellerini ceplerine sıkıştırarak. "Sürekli böyle mi?"

Kafamı iki yana salladım. "Hayır, çok sık karşılaştığımız bir durum değil."

"Anladım," dedi Kaya ve ardından devam etti. "Bu durum canını sıkıyor olmalı."

"Aslında doğru, ama birkaç dakika bile sürmüyor bu. Sonuç olarak bir can kurtaracak, bir babayı ailesine bağışlayacak, bir evladı annesine. Bir kadını eşine, bebeğine."

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin