34. BÖLÜM: "GECENİN MATEMİ"

7.1K 399 178
                                    

Merhaba🌸 Birçoğunuz sondaki açıklamayı okumadığınız için bölüm başına yazma gereği duydum. Kitap kapağı yapabilen arkadaşlar ABK için yaparlarsa çok mutlu olurum.🧡
Yapanlar olacaksa bana buradan ya da mail hesabımdan ulaşabilirler🌸❤

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADIN

34. BÖLÜM: "GECENİN MATEMİ"

Saatin zehirli akrebi gecenin nabzında atıyor, zehrini geceye salıyordu. Ay geceye tutunuyor, güneş gecede intihar ediyordu. Gece ise, kocaman hayal kırıklığı olup benim üzerime devriliyordu.

Her zamanki gibi.

Hayır, bu defa farklıydı.

Acının zehirli şerbeti damağımdan yayılarak ciğerlerimi katlediyordu. Gecenin karanlığı üzerimizi kefen gibi sararken, dilimin uyuştuğunu hissettim.

Aşk neydi?

Tutku muydu?

Masumluk muydu?

Yoksa saf acının zemini miydi?

Neden ruhuma saplanan bıçağın sivri ucu kalbimi deliyordu şu anda? Âşık mıydı bana? Ruhu kaybolan küçük kız çocuğuna sahip mi çıkacaktı yoksa? Dilimin altında binlerce kelime halat olmuş dudaklarımdan düşmek için can atarken, dudaklarımı aralayıp tek kelime edemedim.

Ben sana âşık oldum.

Onu öpmek istedim, soğuktan titreyen ellerimle çenesini kavrayıp içimdeki aşkı hissettirene kadar öpmek istedim. Konuşmak istedim sonra, zihnimi kemirip ömrümden ömür alan, yıllarıma yılan gibi dolanan aşkı ona anlatmak istedim.

Hiçbirini yapamadım.

Kahverengi gözlerim gecenin gölgesini devirdiği okyanus mavisi gözlerine daldı. Oysa şimdi gözleri kara bir kuyu gibi simsiyah duruyordu. Benden cevap bekliyor, gözlerini benden bir saniye bile almıyordu.

"Seni o kadar çok seviyorum ki..." diye fısıldadığımda gözleri umuda ev sahipliği yaptı. Işık kaynağım, onun mavi gözleri oldu. Soğuktan titreyen parmaklarımı, soğuk yüzünde dolaştırdım ilk kez korkmadan. Uzun süre sevdim yüzünü. Saçlarına dokundum sonra, o farkında değildi fakat veda ediyordum ona.

Parmak uçlarım dudak kenarlarında dolaştığında gözlerini kapattı ve tüm ışığım kesildi o anda.

"Ama yapamam," dediğimde gözlerini açtı. Işığım geri gelmedi. Gökyüzünde ay parlıyordu, yıldızlar ona eşlik ediyordu. Sokakta sayamadığım kadar sokak lambası yanıyordu lakin ışığım geri gelmedi. Ardımda kalan kafenin ışığı bile aydınlatamadı karanlığa hapsolan ruhumu.

Dişlerini dudaklarına geçirdi, Kaya. Kırık bir sesle fısıldadı ardından. "Yapma, ziyan etme bizi."

Dudaklarım yukarıya kıvrıldı gözlerim yaşarırken. "Ben sana kıyar mıyım hiç?" Gözlerimi ondan alma gereği duydum ve etrafa baktım. Gözlerim denizde asılı kalırken dudaklarım tekrar aralandı. "Ben ilk senin gözlerinde boğuldum. Garip, aynı şekilde ilk senin gözlerinde nefes aldım. Ben ilk seni sevdim, ben ilk sana dokundum tüm kalbimle. Ben ilk kez sana şiir yazdım. Ben ilk kez seninle hayal kurdum. Ben ilk kez umut diye senin ellerini tuttum." Aldığım nefes ciğerlerimi zorlarken bekledim bir müddet. Nefes boruma oturan sözcüklerin gitmesini bekledikten sonra gözlerimi tekrar ona çevirdim. Önümde diz çökmüş, söyleyeceklerimi dinliyordu.

ACININ BÜYÜTTÜĞÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin