İLk bölümlerde yazım yanlışlarının olduğunun farkındayım ileri ki zamanlarda düzenlenecektir.Şimdilik kusura bakmayın lütfen
Acizdi genç kız, herşeyiyle . Hem de dünyasını odasındaki pencereye sığdırabilecek kadar .
Eksikti herkesten ,mahalle tarafından bile sadece isim olarak bilinen, Agit Ağa'nın dilsiz kızı olarak tanınan genç kızın eksikliği herkese göre
konuşamıyor olmasıydı. Nedenini ise bir sır gibi kimse tarafından bilinmiyordu . Kim biliyordu ki zaten genç kızın sessizliğinin aslında içinde kor ateşler oluşturduğunu.Kimsesi kalmamıştı , o kanatları kırılıp eline verilen bir kuş gibiydi. Babası vardı eskiden en azından var diyebiliyordu babam diyebiliyordu ama artık yoktu onun için .
Annesi ... annesi de yoktu ama bu sefer o istememişti , fakat kader onu istemediği şeyin ta kendisi yapmıştı annesinin olmamasının nedeni kendisiydi .7 yıl önce .
Maral daha 15 yaşındaydı babası her zamanki gibi iş deydi . Diğer günlerin aksine maral bu sabah mutlu uyanmıştı çünkü annesinin izin günüydü .İçindeki mutluluk ile uyanmış ve hazırlanmış bir biçimde yatağında oturuyordu. Biliyordu ki birazdan annesi gelecek onu saçlarından öpecek ve kahvaltıya çağıracaktı.
Tam da öyle olmuştu annesi kızını her zamanki gibi uyandırmak için Maral 'ın odasına doğru yol almıştı .
Merdivenleri çıkarken gözleri kararmıştı genç kadının ,burnundan akan kanda bunun yanında tuz biber olmuştu .
Genç kadın umursamadı , güneş çarptı herhalde diyerek geciştirdi . Daha önceki parça parça yaşadığı durumları geçiştirdiği gibi.Ama bilmediği bir şey vardı ki buda uzun zamandır kanser olmasıydı.
Maral' ın odasına geldiğinde kapıyı tıklayıp cevap vermesini beklemeden girmişti içeri .
Fakat kızı önceden kalkıp hazırlanmıştı bile ,genç kadın şaşırmıştı her zaman geç kalkan kıza ne olmuştu da böyle erken kalkmıştı tebessüm ederek kızının yanına varmıştı."Hadi benim tatlı şirinem kahvaltı ya " deyip kızını öperek çıkmıştı odadan . Maral annesinin ardından bir şarkı mırıldanarak aşağı indi .
Maral'ın da gelmesiyle güzel bir kahvaltı yapmıştı anne kız .
Kahvaltıdan sonra o günün anlamını bilen Maral annesinin izin gününü değerlendirmek istiyor ve bunuda en sevdiği yerde gerçekleştirmek istiyordu bu sebeple pikniğe uçurum kenarına gitmek için çok yalvarmıştı ve sonunda başarmıştı .
Maral çok konuşkan bi kızdı öyle ki ara vermeden 2 saat konuşacak kapasiteyi görüyordu annesi kızında . Israrları sonucu galip gelen Maral annesi ile hemen hazırlıklara başlamıştı .
Piknik için uçurum kenarına gitmişlerdi. Anneside biliyordu kızının burayı çok sevdiğini o yüzden kıramamıştı kızını yoksa çıkmazdı dışarı kötü hissediyordu kendini, anlayamadığı ama uzun zamandır süren bir halsizlik vardı üzerinde .
Maral'ınsa burayı sevmesinin nedeni kendini özgür ve bağımsız hissetmesiydi .düşüncelerinin pırangalarından az da olsa kurtuluyordu. Yaşına rağmen düşünceleri çok olgundu. Sadece annesinin yanında küçük olan, olabilen bir çocuktu . Annesinin yanında nasıl küçük olabiliyorsa babasının yanında bir o kadar büyük oluyordu çünkü babası ona hiç bir zaman çocuk olma , şımarma şansı vermemişti .Bunları düşünmeye son verip anı yaşamaya karar verdi buraya geliş amacını hatırlattı kendine.
Yemeklerini bol kahkaha ile yedikten sonra maral uçurumun ucuna gidip kollarını açmış ve saçlarının savrulmasına izin vermişti. Annesi kızının bu özgürlüğe düşkünlüğü den dolayı öyle zamanlar geliyordu ki endişeleniyordu kızı için evet özgürlüğü her insan isterdi ,ve özgürlük kötü birşey değildi farkındaydı ama en çok özgür olan bir kişinin bile sınırlarının olduğununda bilincindeydi . Her duygu kararında güzeldir fazlası insana zarar vermekten öteye gidemez çünkü. Hayatın önüne neler sunacağını bilemeyen kızı için bu duygunun fazla olması onu korkutuyordu . Uçurumun kenarında olan kızına bakıp onun düşmesine santimler kaldığını görüp hızla kızına doğru atıldı ama bu hareketin ona dönüşü büyük bir baş dönmesi olmuştu ama bunu önemsemedi ve kızının yanına ulaştı .Annesi kızını geri çekmek için adım atmıştı ve bir yandan kızına söyleniyordu .
"Otur şuraya şirine düşeceksin ." .Maral annesinin ona yaklaşması ile ayakta durmaya son verip oturdu . Annesi kızının yüzüne uzun uzun baktı , içinde grip bir duygu vardı sanki son nefesleriymiş gibi , son sözleri son bakışlarıymış gibi, tarifi olmayan bir acı oturmuştu göğsüne , hasretlik başlamıştı birden her şey son bulacakmış gibi hissediyordu .Bir elini kızının yanağına koyup okşamaya başladı ve konuştu :" İnsanlarin gizlediği çok yönleri vardır güzel kızım bu iyi de olabilir kötüde .
Onlar göstermek istediklerini gösterirler ama sen hangisini görmek istersen onu görürsün "Maral annesini merakla ve hayranlıkla dinliyordu o babasına değilde annesine aşık bi kızdı .
" kızım Maral'ım hiç bir zaman umutsuzluğa kapılma .
Gidenin arkasından üzülme hayat öylede böylede devam ediyor . gidenin arkasından kendini parçalasan da geri gelmez sen o yolda tıkalı kalma devam edemiyorsan yeni bir yol seç herşeyden ve herkesten vazgeç ama kendinden asla . "
Genç kadının yine gözleri kararmıştı ama unutursa bu olayı yaşamamış olacağını sanıyordu." Baban bizi hep sevdi ama gösterme biçimi farklı sen onu yine sev onun ne yaptığını umursama . Biz babanla aynı hamurdan oluşan farklı şekillerdik ama birbirimizi hiç bırakmadık, O sevmeyi farklı bilir ben sevmeyi farklı . Ne kadar uzak olursa olsun unutma ki arkanda bir annen bir baban var ve hep var olacak senin yanında sana nasıl davranırsa davransın sen onun bir parçasısın senden vazgeçmez, sana dost olmasa bile sana düşman olanlara düşman olur. Ben seni hep korudum, nefesim kesilene kadarda koruyacağım . Ama ben olmadığım zamanlarda kendine sahip çık ve karşındaki kişiye karşı kendini korumayı ve savunmayı unutma.
Güven duymadığın kişinin yanında olmasına gerek yok , zaten yanında değildir yanlizca öyle gösterir . Kalbini dinle meleğim." Bunlar genç kadının son sözleri olmuştu savrulan bedeni boşlukla buluştu rüzgarlarda savruldu ve uçurumdan düştü. Ve bu dünyaya fazla gelmiş olacak olan bir nefes daha son buldu ,küçük bir kız çocuğunun sessiz anne diye çığlıkları eşliğinde.
Maral ne olduğunu kavrayamamış şaşkınlıkla bakıyordu . Daha demin sağlıklı bir şekilde yanında oturan annesi nasıl düşmüştü aşağı ya . Korkuyla etrafa baktı belki de biri itti diye ama kimseyi göremedi. Dudakları açılıp kapandı tekrar açılıp kapandı ve gözyaşlarına eşlik bir feryat koptu sadece dilinden . "Anneeeee"Maral'in feryadıni ve o ana şahit olan çevredeki insanların olayı görüp yardıma geldiler. Gözyaşları esliğinde uçurumdan bakan kızı görenler sok geçirdiğini anlayıp kendine getirmek için ellerinden geleni yaptılar ama başarılı olamayınca ambulans a haber verdiler. Kolay mıydı nasıl hemen kendine gelebilirdi ki canından can olan ona canı gibi bakan annesini saniyeler içinde kaybetmişti .
Annesinin cenazesinden sonra 2 yıl boyunca psikolojik destek almış ama yine de konuşmamıştı . Babası sürekli annesinin katili olduğunu söylüyordu . Haklıydı sevginin katiliydi o onu canından çok seven tek insanı kendi elleri ile mezara koymuştu .O gün Maral'in hayatının milatıydı çünkü o gün sadece annesini degil babasını da kaybetmişti .
GÜNÜMÜZ
Genç kız omuzlarında ki yüklerle birlikte camdan dışarı bakıyordu . O ana kadar memnundu halinden ta ki üvey annesinin içeri girdiği ana kadar .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Hayat
General FictionTüm ön yargıları bir kenara bırakın ve bu dünyanın içine girmek için harekete geçin . Aynı gözüken ama farklılıkların olduğu bir dünya burası. "Beklemek,hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız." Bu hikâye kayboluşu...