Bölüm 4

13.7K 540 35
                                    

İYİ OKUMALAR :-)

Maral ::

Kerem bir rüzgârdı benim için .
Anlamlıydı bazen sert bazen yumuşaktı . Huzur 'du o özgürlüktü ,güzel di . Herşeyiyle benimdi .
O çok farklıydı benim için herkesden, herşeyden sanki şehrin ışıklarına inat gökyüzündeki parlaklığıyla yerini koruyabilen ve kendini gösterebilen bir yıldız dı . Ama bilmiyordum o yıldızın kayacağını bir daha hiç göremeyecegimi . Evet kaymıştı o yıldız ama yerini silememişti giderken, kalbimdeydi yeri zordu silinmesi . Bir çok şey yapmıştık onunla .

Mesela ;;;

Paraşütle atlamıştık,

Hiç bilmediğimiz bir sokağa girip orada yaşayan insanların ayakkabılarını saklamıştık ,

Yüksek binalarin tepesine çıkıp aşağı atlamıştık tabi hasar almamak için genellikle büyük çöp kutularını isabet alırdık,

Farklı kılıklara girip balon satarak ikimizin beraber çalışarak kazandığı parayla esirgeme kurumundaki çocuklara hediyeler alırdık. Yada sokaktaki çocuklara yardimda bulunurduk .

Her hafta halı sahada maç yapardık ,
Bunun gibi
daha bir çok şey yaşamıştık.

Kendisi gibi yüreğide yüceydi güzel adamımın
. Bana hiç bir zaman bağırmamıştı .
Konuşurken gözlerime bakardı hep benimde bakmamı isterdi ama ben uzun süre bakamıyordum utanıyordum . O gün öldüğü gün ,beni denizde kurtardığı yani tanıştığımız gün giydiği kıyafetlerini giymek için ısrar etmişti , oraya götürmüştü beni, uçuruma . Sanki biliyordu öleceğini .. .

Onu nasıl kazandıysam öyle kaybetmiştim aynı kıyafetlerle aynı yerde , fakat aynı gözlerle aynı kalple değil .
Beni gözleriyle okşayan beni seven kalbiydi bu sefer .

Onun yanında konuşuyordum hatta bana o gün ne kadar çok konuşuyorsun şimal demişti.
Onu çok özlüyordum özlüyorum da .

Bana sevgiyle bakan bir çift göz yoktu artık . Nefretle bakan , kıskançlık la bakan gözler vardı . Bana kin besleyen gözler.

O gün onu uyuyor sanmıştım . Çünkü ne zaman dizime yatsa saniyeler alırdı uyuması saçlarıyla oynamaya bayılırdım .

Büyülüyor du beni.

Dizilerdeki gibi çarpışıp kitaplarim yere düşmemiş ve o an ellerimiz birbirine değmemişti ve biz o an aşık olmamıştık birbirimize .

Bizim hikayemiz farklıydı bu sefer , ölüme giden bir kızı yaşama aşık etmişti hikayenin esas oğlanı .

Zaman geçtikçe sevmişti kalplerimiz birbirini.

Yıkılan güven duygusunu ,unutulan sevgiyi , parçalara ayrılmış büyük puzzle parçasını kalbi iyileştirmiş ve yeniden inşa etmişti .

Ben o gün ölümden bahsetmiştim ona insanların buluşmasına engel oluyor ayırıyor sevenleri demiştim oda bana çok güzel anlatmıştı imkansızlığı. Aynen şöyle demişti bana .

" Gökyüzü denize aşıktı . Tabi denizde gökyüzüne . Birisi gökteyken diğeri yerdeydi. Zıtlardı birbirlerine yani.
Gökyüzü denizin mavisine hırçın dalgalarına , denizde gökyüzünün rengine bulutuna aşıktı. Görünürde birbirlerine ulaşmalarına imkan yoktur.

Bu böyle devam eder gökyüzü denize , deniz gökyüzüne aşık.

Sonra yağmur yağar
. Deniz gökyüzüne ,gökyüzü denizine kavuşur .

Söylesene şimal bu iki aşık bu imkansızlığa rağmen kavuşmuşsa . Bizler neden ölüm uğruna kavuşamayalım ki "demişti.

Sadece susmuştum o kadar güzel konuşmuştu ki verecek cevabım yoktu.

Arkadaşlar yorum ve vote yapar mısınız ? .

Emeğim için . Bölüm geç geldi farkındayım ama uzun yazdığım için telafi etmiş oluyorum . Bu arada okur sayısı çok az olduğu için yeni bölüm yazmak gelmiyor .

Görücü Usulü HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin