İyi okumalar umarım beğenirsiniz. :)
Maral ın düşüneceği hayal kuracağı birisi bile yoktu o kadar yalnız ve kimsesizdi.
Ailesi olarak bildiği fatma teyzesi , babası ve bir de kendisinin varlığını bile unuttuğunu düşündüğü dayısı vardı. Tabii nerede olduğunu bilmediği halde ailesi olarak sayıyordu.
Fakat babasını bu kelimenin içine koymak maralı rahatsız etmişti . Maral her şeyin farkındaydı aslında yaşayacağı zorlukların ve çekeceği acının lakin elinden gelen hiçbir şey yoktu.Babasının istediği olmuş ve bir ağaoğlu daha doğrusu ağa olmuş birisi ile evlenecekti .
Maral :
O gün görmüştüm ,istemeye geldiklerinde o kısa zaman zarfında bile ağa dediklerinin gözündeki nefret ve öfkeyi .
Ağıt ağa haklıydı her zaman aklımda olduğu gibi, bir katilin asla ama asla mutlu olamayacağını ve benimle asla mutlu olamayacağımı söylemişti.Ve o gün anlamıştım olamayacaktım.
Kapı açıldı birisi içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı sırtım kapıya dönük olduğu için kimin geldiğini göremiyordum .
Gelen her kimse bir süre bekledi ve arkamı dönmeyeceğimi anlamış olmalı ki derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı bu ses vücudumu geren ses Agit ağanın sesiydi.
--Ne zamandır sırt çevirir oldun? ...
Neyse bu akşam Baran Ağalar akşam yemeğine gelecekler hal ve tavırlarına çeki düzen ver. Kendini öncelikle beni rezil edecek birşey yapma.Arkamı dönüp yüzüne baktığımda dikkatli bir şekilde odamı incelediğini gördüm. Yıllardır girmediği odama Baran ağa'nın geleceğini ve onu rezil etmemi söylemek için girmişti. Söylemek isterdim yüzünü bir kez bile dönmediğin o günden beri diye ama faydasızdı. Umutsuzca yıllarca sırtına baktığım adamın bugün bunu anlaması imkansız ve faydasızdı.
Gözlerini bana çevirdiğinde bir kaç saniye baktı daha sonra tabir yerinde ise tepeden tırnağa süzdü. Ben ise tepkisiz bir şekilde konuşmanın devamını bekliyordum.
- Birazdan fatma hanım sana giyinmen. için akşama uygun kıyafet getirecek onları giyinmeni istiyorum.
Zaten Agit ağa. İster emir vermez bu şekilde de emir veriyor kısmen giyin diyor ama neyse .
Baş ucumdaki defter ile kalemi alıp
-- Peki yazdım .
Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde her hareketimi izlediğini fark ettim. Arkasını gitmek için döndüğünde sessizce fısıldadığını duymuştum. Ve bu benim yüzümde acı bi tebessüm olmasına sebep olmuştu.
Ve demiştiki " Ah bide sesini duyabilsek ""
Zordu bu isteği. Oysa küçük kız çocuğuna o öğretmişti sıradan şeylerin bile onun için zor olduğunu. Küçük bir kızken ondan beklediği her şeyin sonu boyundan büyük hayal kırıklığı olmuştu. Ondan ne gördüyse oydu yaptıkları ama anlamazdı...
İçimdeki o küçük kız gözyaşları içinde her cümlesine isyan etmek isterken ben sadece bitsin istiyordum ,bana azap olan herşeyin bir an önce bitmesini istiyordum.Agit ağanın ardından fatma teyze gelmişti . Ben elbiseleri bırakıp çıkacağını düşünürken o beni hazırlamaya başlamıştı bile ayakkabılarım dan tut ki takacağım takıya kadar herşeyimi ayarlamıştı. Beni hiç karıştırmamıştı.
Hazırladığı kıyafetleri giymek için odadaki banyo ya geçip kısa bir süre sonra giyinmiş ve çıkmıştım.
Seçilen kıyafet mavı renginde uzun kol aşırı dar olmayan ama dar kesim midi bir elbiseydi . Elbiseye uygun siyah babetler ve takılar olmazsa olmaz hızmamla sevgili dünürleri için hazırdım .Onlar için bu renkli , süslü kıyafetler bana göre idamım için verilen bir bez parçasından başkası değildi. Bir çok son yaşamıştım ikisi nefesimi kesmişti zaten. Nefesi çok önceden kesilen bir insanın bir başka sonu için son anında giydiği kıyafetin ne önemi vardı ki ?Bana sevdiğimden başka gittiğim her an benim son anımdı ama bilmiyorlardı,bilmeyecektiler her zaman olduğu gibi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Hayat
General FictionTüm ön yargıları bir kenara bırakın ve bu dünyanın içine girmek için harekete geçin . Aynı gözüken ama farklılıkların olduğu bir dünya burası. "Beklemek,hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız." Bu hikâye kayboluşu...