BÖLÜM 26

7.4K 303 34
                                    

Multimedya Berzan 😊

Eve gelen Baran ağa anahtarını evde unuttuğu için zile bastı.

Kapıyı açan kürt kızına bakmadan odaya geçti.
Üzerindekilerden kurtulup banyoya girdi ve ılık bir duş almaya başladı.

Kapıyı açan maral Baran ağa yı sırılsıklam olduğunu gördüğünde şiddetli yağmura yakalandığını anlayıp mutfağa geçti.
Kupanın içine çay koyup odaya geçti ve bir kağıt alıp "Çok ıslanmışsın sıcak birşeyler iç " yazdı ve banyodan gelen seslerle baran ağanın çıkacağını anlayıp hızla odadan çıktı.

Belindeki havluyla odaya giren Baran ağa makyaj masasının üstündeki kupayı ve yanındaki notu gördü ve oraya ilerleyip eline aldı yazıyı okuduğunda hiçbir tepki vermeden çayı içti ve üzerini giyip yatağa yattı.

Maral odaya yatmak için girdiğinde Baran ağa uyuyordu. Bugün yaşananları tekrar yaşamak istemiyordu. Ona çay vermesi ise sadece vicdanen yapılan bir şeydi.

Gece yarısı yanından gelen inlemeyle uyandı ve ışığı yakıp baran ağaya baktığında alnındaki boncuk boncuk terleri görüp hızla elini alnına yerleştirdi ve ateşine baktı.

Çok fazla ateşi vardı. Onu kaldıramayacağı için kendisine azda olsa gelmesi için alnına koltuk altlarına sirkeli su koyup göğsünü ise sirkeli su ile sildi elleri ıslak olduğu için alnına dudaklarını yerleştirip ateşine baktığında biraz öncekine göre azdı ama yinede ateşliydi.

Tam geri çekilirken duydukları onu duraklatmıştı.

✳✳✳✳✳✳✳❇❇❇

Maral Baran ağanın ilk başta yüzüne baktı ve ona hafif aralık gözlerle baktığını gördü ve ağzından çıkanlarla ne yapacağını şaşırmıştı.

Çünkü tam olarak baran ağa sayıklıyordu:

''Esra na..napıyosun sen burada. Gitmelisin doğru değil bu ...'

Baran ağa şuan karşısındaki maralı Esra zannediyordu .Bunda bir sorun yoktu asıl sorun Baran ağanın Esra yı burada daha önce görmüştü yatak odasında ki onu burada olduğunu zannediyordu .

Maral kollarının arasında ki Baran ağa nın kafasını yavaşça yastığına koydu.Usulca kalktı arkasını dönüp adım atmıştı fakat bileğine sarılan elle daha fazla ilerleyemeden durmak zorunda kalmıştı.Yavaşça kafasını ilk bileğindeki ele daha sonra elin sahibine çevirdi.

Baran ağa halsizce konuştu:

¨Gitme yanımda kal,kokunu benden esirgeme.¨

Baran ağa tuttuğu bileği hızlıca çektiği için Maral tam olarak Baran ağanın burnunun dibine düşmüştü ve şuan nefesleri birbirine çarpıyordu.

Maral kocaman açtığı gözleriyle Baran ağanın yüzüne bakıyordu. Baran ağa nın farklı bir huyu vardı ki oda hasta iken çok konuşması ve kimseye söyleyemediği şeyleri itiraf etmesiydi.

Konuşmaya başlayan adamı sessizce dinledi genç kız:

¨Esra biliyor musun insanlar bazen en nefret ettikleri şeylere katlanmak zorunda kalabiliyor.BEN katlanıyorum çünkü katlanmak zorundayım annem için.Kürt kızı (deyip sustu sonra yüzünde ki hafif tebessüm ve kapalı gözlerle konuşmaya devam etti.) o tam bir baş belası bazen beni o kadar sinir ediyor ki ona zarar vermemek için kendimi zor tutuyorum ama en sonunda ona yine zarar vermiş bir halde buluyorum.onu..onu sevmiyorum ama bende bilmiyorum işte ...

Ama çoğu zaman ona acıyorum kaderine kaderimize üzülüyorum.O bir erkek tarafından sevilmeyi hiç bilmedi ve bilemeyecek .Babası onu hiç sevmemiş biliyor musun? Baban tarafından sevilmemek çok zor olmalı.Tabi birde ben varım onu sevmeyen bir erkek daha ve bu erkek hayatına girecek son erkek ve bu erkek tarafından da sevilmiyor , hiç bir zaman da sevilmeyecek.(maral sadece dinledi gözyaşları eşlik etti onun yanlızlığına. Babasından bir kez daha nefret etti onu sevmediği için.En acısıda bunu ondan nefret eden bir adamdan dinledi. O adam tanımadığı birine anlattığını zannederken anlattı bunları. Bir başkasına acizliğini anlatacak kadar nefret ediyor demek ki genç kızdan)

Görücü Usulü HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin