İkisi birbirinden gözünü ayırmazken baran ağa gözlerini genç kadının dudaklarına indirip izin ister gibi fısıldadı:
- Kürt kızı..
Maral sesli bir nefes bırakmıştı ki baran ağa arada ki mesafeyi kapatıp dudaklarını birleştirdi bir kaç saniye hareketsizce bekledi , kürt kızının istemediğine dair bir hareket bekledi ama o tepki gelmeyince usulca kıpırdattı dudaklarını ama karşılık alamamasıyla tam geri çekilecekken ensesinden tutup dudaklarını kendi dudaklarına bastıran kürt kızı buna engel olmuştu. Şaşkınca duran baran ağa dudaklarının üzerindeki dudakların kıpırtısı ile örtüyü bırakarak yere düşmesine sebep olup elini kürt kızının saçlarından geçirerek karşılık vermişti.
Karı koca birbirinden başka her şeyi unutmuşken yağmurun altında onları ,sıkılı yumrukları ve dolu gözleriyle sevdalı bir adam , Burak izliyordu. Gözleri bulutlarla bir olmuş ve akıtmıştı yaşlarını.
Daha fazla dayanamayan Burak arkasını dönüp hızla aşağı inmiş ve acıyan yarasını umursamadan yukarda gördüklerinden dolayı aşk acısı çeken kalbine ardı ardına indirmişti yumruklarını .
-ATMA ULAN ATMA GÖRMÜYOR MUSUN İMKANSIZLIĞI ATMA ONUN İÇİN ARTIK ACI ÇEKME O SENİN KARDEŞİNİN KARISI OLMAZ ARTIK OLMAZ ,ACI ÇEKMEK NE HADDİNE Kİ , HİÇ BİR HAKKIN YOK ACITMAYA O ARTIK BİR BAŞKASININ YARİ...
Burak odasında acıları içinde boğulurken kapıdaki ezelin aklı adamın beyaz gömleğinde gördüğü kandaydı, korku içerisinde ne yapacağını bilmiyordu . Daha fazla bekleyemedi ve Burak'ın odasına girdi fakat gördüğü şey canını daha çok yakmıştı. Burak yere çökmüş elinde bir fotoğrafa bakarak ağlıyordu, o fotoğrafta ki bir kızdı ,bu oydu sevdiği adamın sevdasıydı fakat yüzünü göremiyordu.Çaresizce fısıldadı ezel:
- Burak bey siz...size ne oldu iyi misiniz?dedi biliyordu iyi olmadığını ama elinden birşey gelmiyordu içinden koşup sarılmak ve geçecek demek isterken elinden birşey gelmiyordu. Burak duyduğu sesle başını çevirmeden konuştu:
-Gİt buradan.
ezel:
-Ama burak bey size yardım ede--
burak bu sefer yüzüne bakarak sinirle bağırdı:
-SANA ÇIK DEDİM SEN KİMSİN Kİ YARDIM EDECEKSİN , YARALARIM SARAMAYACAĞIN KADAR DERİN ŞİMDİ ÇIK ODADAN. dedi
Ezel kırık bir kalp ve gözyaşları ile koşarak 2.kata Maral'ın odasına çıktı odanın boş olduğunu görmesiyle bu sefer koşarak terasa çıktı Maral ve baran ağayı görünce :
Ağam , hanımım koşun ne olur yardım edin Burak , Burak bey çok kötü , yarası çök kötü durumda kimseyi odaya sokmuyor , birşey yapın dedi çaresizlikle.İkili koşarak aşağı inip Burak'ın odasına girdi. Burak elindeki fotoğrafı çekmecenin altına itip gelenlere çevirdi kafasını. Baran ağa Burak ın yanına çökmüşken Maral ne olduğunu anlamak ister gibi ayakta etrafa bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Hayat
General FictionTüm ön yargıları bir kenara bırakın ve bu dünyanın içine girmek için harekete geçin . Aynı gözüken ama farklılıkların olduğu bir dünya burası. "Beklemek,hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız." Bu hikâye kayboluşu...