Kollarındaki küçüğünü bir duvarın kenarında yere indirdikten sonra yanına oturdu.
"Tanrım, feci titriyorsun." üstündeki ceketi çıkartıp omuzlarına bıraktı. "Gel yanıma." itiraz etmeden yanındaki büyüğüne yanaşıp omzuna yaslandı ve kollarının kendisine dolanmasına izin verdi.
Öksürükleri hala devam ediyordu ve her öksürdüğünde omzu daha çok ağrıyordu, ateşten dolayı yanan gözleri hala yaşarıyordu.
Gözlerini sıkıca kapatıp omzuna elini daha da fazla bastırırken büyüğünün elini kendi eli üstünde hissetti.
"Omzunu mu çarptın?" başını iki yana sallasa da bir şey demedi.
Hoş, öksürükleri izin vermiyordu demesine.
"Sana su bulmamı ister misin?" kollarının ve elinin sıcaklığı her ne kadar bedenini rahatlatsa da cidden suya ihtiyacı vardı.
Bu yüzden hafifçe başını sallayıp onun geri çekilmesine ve koşarak uzaklaşmasına izin verdi.
Neler olduğuna anlam veremiyordu, kullandığı ağrı kesiciler yüzünden zihni hala bulanıktı ve tek istediği uyumaktı.
Uyumak, uyandığında bu kabusun asla gerçek olmadığını görmek ve hep yaptığı gibi bir kahvaltı hazırlarken kabusunu Hyunjin'e anlatmak istiyordu.
Omzunda duran ceketi zoraki tamamen giyip önünü ilikledi ve kollarını sıkıca kendine doladı.
Dışarısı soğuktu ama derisindeki ateşi hissediyordu, sanki hala oradaydı ve ateş onu yakıyordu.
Tüm bedeni sarsılıyordu, durduramıyordu.
Bacaklarını kendine çekip kollarını onlara doladı ve oraya yaslanıp gözlerini kapattı, tam tekrar uykuya dalacakken omzunda nazik bir el hissetmişti.
"Sana su getirdim." başını zoraki kaldırıp yorgun gözlerle karşısındaki büyüğüne baktı.
"T-teşekkür ederim." şişeyi ondan aldığında adamın elini kendi elinin üstünde hissetti.
"Ellerin titriyor, dökeceksin." cevap vermeyip onun yardımıyla suyu içtikten sonra şişeyi ona geri verirken tekrar öksürdü.
Şişenin kapağını kapattıktan sonra küçüğünün ellerini tutup dikkatini üstüne çekti.
"Öncelikle, adın ne?" cevap vermeden önce tekrar öksürdü.
"Kim Seungmin."
"Pekala Seungmin, ben Chan. Senin için Felix diye bir kuzenimi aradım ve gelip seni hastaneye götürecek, onunla gidebilirsin değil mi?" Seungmin başını salladı.
"Neden gidemeyiyim ki?"
"Korkabilirsin diye söyledim, hala uykun mu var?" tekrar başını salladı.
"Omzumdaki yaradan dolayı çok fazla ağrı kesici kullanıyorum, onların etkisi."
"Omzun için de geçmiş olsun, Felix eminim onunla ilgilenecektir. Sen hastanedeyken de ben burada kalıp evin için bekleyeceğim." Seungmin kısa bir sessizliğin ardından hafifçe öksürüp mırıldandı.
"Amacın bir şeyler çalmak falansa orada bulabileceğin tek şey bilgisayar."
"Amacım senin daha iyi olmanı sağlamak." kaşlarını çatıp Chan'ı inceledi.
"Bunu neden yapasın ki?" Chan hafifçe gülümsedi.
"İnsani duygular diyelim, başka bir şeye ihtiyacın var mı?" Seungmin başını olumsuz anlamda salladı. "Sarılmak ister misin?" Chan kollarını uzatınca istemsizce dolan gözleri eşliğinde ona tekrar sarıldı ve omzuna yaslandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/337006949-288-k548902.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
Fiksi PenggemarChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)