Gözlerine vuran ışıkla birlikte Chan gözlerini açarken ilk fark ettiği kendisine koala gibi yapışmış Felix olmuştu.
Onun uyku alışkanlıklarını biliyordu, bu yüzden üstündeki bacak veya kendisine sıkıca tutunmuş kollar onu pek şaşırmamıştı.
Felix'in elini hafifçe okşayıp doğrulduğunda Jisung'un da Felix'e sıkıca sarıldığını görüp hafifçe gülümsedi, bu ikisinin arkadaşlığı cidden hoşuna gidiyordu.
İkisini örttükten sonra Seungmin'i de kontrol etmek için kendi odasına yöneltti adımlarını, içeri girdiğinde Seungmin'i göremeyince kaşlarını çatmıştı.
Onun da odasının kapısını açıp içeri başını uzattı, içeriden su sesleri geliyordu.
Duş aldığını düşünerek ve o gün herkese yemek hazırlaması gerektiğini hatırlayarak bu sefer de mutfağa indi.
Sabah erkenden uyanmış olan Seungmin ise geri uyuyamadığı için odasına dönmüş, duş almaya karar verip banyoya geçmişti.
Banyodan çıktıktan sonra zoraki sırtındaki yarayla ilgilenip üstünü giyindi ve saçlarını tarayıp yemek yemek adına odadan çıktı.
Cidden... Artık rahat uyuyamayacak mıydı? Sersem gibi hissediyordu.
Mutfağa geçtiğinde usulca salatalık doğrayıp bir şarkı mırıldandan Chan'ı görünce yüzüne istemsiz bir gülümseme yayıldı.
Normalde pek böyle şeyler yapan birisi değildi, fakat yine de gidip Chan'a yavaşça arkadan kollarını doladı.
Chan sırtına yaslanan küçüğünün Felix veya Jisung değil de Seungmin olduğunu fark edince duraksadı.
"Günaydın."
"Günaydın hyung." gerileyip ona gülümsediğinde Chan istemsizce küçüğünün gülümsemesine karşılık verip parıldayan gözlerine baktı.
"Bugün ayrı bir mutlusun bakıyorum?"
"Hayır sadece yalakalık yapmaya geldim, dün gece için teşekkür ederim." Chan onun saçlarını karıştırdı.
"Geceleri artık aynı odada uyumak ister misin? Üst katta iki ayrı yatağı olan bir oda var, birlikte orada kalabiliriz." Seungmin başını iki yana salladı.
"Geceleri kendi kendime uyumaya alışmalıyım, senin de gece çalışman gerekiyor hem. Neyse yeter bu kadar samimiyet, çek elini." Seungmin onun elini itip dolaba yönelirken Chan onun dolabı açmasını engelleyip tekrar kendisine dönmesini sağladı.
"Ben kahvaltı hazırlıyorum, sen git Felix ve Jisung'u uyandır." Seungmin başını yana yatırdı.
"Bir an elini öyle dolaba koyduğunda beni öpeceksin sandım." Chan da başını öbür tarafa yatırdı.
"Eğer istersen..."
"Hayır, hayır asla." Seungmin hızlıca odadan çıkarken Chan burukça gülümsedi arkasından, bir ay için bile olsa aynı evde kalacakları bu çocukla böyle iyi anlaşmış olmak hoşuna gitmişti.
Seungmin üst kata çıktıktan sonra Felix'in odasına girdiğinde Jisung ile nasıl sarmaş dolaş olduklarını görüp hafifçe kaşlarını çattı.
Pekala, Felix temas sevdiğini ve geceleri genelde bir şeylere sarılarak uyuduğunu söylemişti, hatta Jisung ile böyle uyuduklarını da.
Ama görmek farklıydı, kendisi normalde böyle şeylerden hoşlanmayan birisi olduğu için tuhaf gelmişti. Az önce Chan'a arkadan dayayan da bendim ztn amk
İçeri girdikten sonra ikisinin de omuzlarına ellerini koyup ikiliyi nazikçe dürterek uyandırdı.
"Uyanın hadi, Chan hyung sizi yemeğe çağırıyor." Jisung yemek lafını duyunca doğrulup ayağa kalktı ve Felix'in de ayağını tutarak çekiştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
FanfictionChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)