Arabayı durdurduktan sonra Chan'ın bakışları Seungmin'i buldu, hala kendine gelmeye çalışıyordu.
"Uyku durumunun böyle olması beni ne kadar kötü hissettiriyor bilemezsin." Seungmin gözlerini ovuşturmayı bırakarak esnedi.
"Beni de." gözlerini kırpıştırıp Chan'a döndü. "Vardık mı?"
"Hm hm." Seungmin sessizce arabadan inince Chan da onun ardından inip Seungmin'e yetişti.
Hafifçe kolunu tuttuğunda Seungmin ona döndü.
"Koluma fetişin mi var yoksa alışkanlık mı?"
"Alışkanlık, diğerlerinin hepsi benden küçük olduğu ve genelde üst düzey ilgi bekledikleri için oldu. Minho dışında hepsini böyle tutmam gerekiyor, Minho'ya yapınca bana çok kötü bakıyor. Ondan bazen korkuyorum." Seungmin hafifçe gülerken Chan onu karşıya geçmesi için yönlendirmiş, ikisi birlikte adliyeye girmişlerdi.
İçeri girdiklerinde Chan onu bir yere doğru çekiştirince Seungmin merakla onu takip etti.
"Nereye gidiyoruz?"
"Burada tanıdığım birisi çalışıyor, yangın meselesiyle ilgilenebilir. Onun yanına gidiyoruz." Seungmin sessizce onu izledi, kısa sürede bir kapıya vardıklarında Chan durup kapıyı tıklatmıştı.
Girebileceklerini söyleyen sesten sonra kapıyı araladığında adam başını kaldırıp ona baktı.
"Vay, Christopher yine burada." Chan hafifçe gülümseyip yanındaki Seungmin ile içeri girdi.
"Sana işim düştü." adam doğruldu.
"Belli zaten, başka türlü gelir misin ki..." yanlarında durduğunda Seungmin'e elini uzattı. "Ben Mark, Chan'ın dayısıyım." Seungmin onun uzattığı elini sıktı.
"Seungmin."
"Seungmin... Nereden tanıdık geliyor?" Chan'a dönerek sorduğu soru üstüne Chan suçlu bir çocuk gibi gülümsedi.
"Şey, biz de onun için geldik. Şu geçen çıkan yangını hatırlıyor musun?" Mark'ın bakışları değişti.
"Anlıyorum, otursana Seungmin?" Seungmin bir şey demek istese de sessiz kalıp Mark'ın Chan'ı çekerek odadan çıkarmasını izledi.
Odadan çıktıklarında Mark Chan'a döndü.
"Ona olanları anlattın mı?"
"Hayır tabii, sence cesaret edebilir miyim?" derin bir nefes alıp sırtını duvara yasladı. "Birazdan anlatır o zaten, yangının dışarıdan bir etken yüzünden çıktığını düşünüyorlar. Bizden şüphelendiğini pek sanmıyorum ama evin asıl sahibi konusunda kesin bir şey diyemem."
"Hwang Hyunjin."
"Hm hm, yakın arkadaşı. Birlikte kalıyorlar normalde ama Hyunjin yangın çıktığında evde değildi." Mark başını salladı.
"İçeri geçip konuşalım, şimdilik küçük sırrını saklayacağım." Chan ona sessiz bir gülümseme sunup Mark'ın ardından içeri girdi, onlar girdiğinde Seungmin sessizce oturmuş etrafı inceliyordu.
Onun böyle sessiz sakin bir tip olması Chan'ın hoşuna gitmişti, oturmasını söyledikleri yerden bir santim bile hareket etmemiş gibiydi ve oturuşu bir kuğu kadar zarifti.
Yani en azından Jisung ve Changbin'in yanından ayrılıp Seungmin'in yanına geldiğinde Seungmin'in böyle birisi olduğunu düşünmeye başlıyordu, diğer ikisi o kadar gürültülülerdi ki Seungmin'in yanında dinlendiğini hissediyordu.
Onun karşısına oturduğunda Mark da kendi masasına oturup ellerini önünde birleştirerek Seungmin'e döndü.
"Pekala, anlat bakalım. Seni dinliyorum." Seungmin bedenini yavaşça ona çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
FanfictionChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)