Karanlık odayı dolduran telefon ışığı yüzünden Seungmin tavana bakmayı bırakıp bakışlarını yanında duran telefonuna çevirdi.
Gece saat dört gibi uyandığından ve geri uyuyamadığından beri öylece uzanıyordu.
Yavaşça telefonu eline alınca Hyunjin'in aradığını gördü, uyanık olduğunu tahmin ediyor olmalıydı.
Cesaretini toplayıp aramayı yanıtladı ve gözlerine vuran keskin ışıkla yüzünü buruşturup eliyle gözlerini kapattı.
"Uyandırdım mı babygirl'ümü?" Seungmin gözlerini ovuşturdu.
"Uyanıktım zaten."
"Tahmin etmiştim." Hyunjin kendi hissettiği endişeyi ve sormak istediği soruları bastırıp önceki gece çizdiği tabloyu kameraya doğru uzattı. "Nasıl olmuş? Birazdan okula gideceğim ve babygirl'üme göstermeden hiçbir resmimle not alabileceğime inanmıyorum, şans getiriyorsun." Seungmin elini gözlerinden çekip birkaç kere gözlerini kırpıştırdı ve ekrana, Hyunjin'in gösterdiği resme baktı.
"Her zamanki gibi mükemmel olmuş, yine tam puan alacağından eminim." Hyunjin tatlı bir ifadeyle gülümseyip tabloyu yerine bıraktı.
"Henüz kurumadı, kuruduğunda götüreceğim. Ne zaman uyandın?"
"Bir saat oldu sanırım."
"Geri uyumak istersen seni bekleyebilirim."
"Seninle konuşmak istiyorum." Hyunjin tatlı bir sesle çocuk sever gibi ellerini kaldırdı.
"Oy sen büyüdün de benimle mi konuşmak istiyorsun? Oysa dün yüzüme bile bakmak istememiştin, her neyse." Hyunjin devam etmek için bir şey düşünemeden Seungmin iç çekti.
"Hyunjin, dün için üzgünüm. Biliyorsun, kötü bir şey olduğunda donuklaşıyorum ve seninle öyle konuşsaydım endişelenecektin. En büyük hayalinin benim yüzümden mahvolmasından nefret ediyorum." Hyunjin istemsizce dolan gözlerini fark ettirmemeye çalışarak silse de Seungmin onun gözlerini görmeden, Hyunjin daha ağlamaya bile başlamadan onun ağlayacağını anlayabilecek kadar iyi tanıyordu onu.
Hyunjin yanaklarını sildikten sonra bakışlarını Seungmin'e çevirdi.
"Asıl sen telefonu açmayınca daha çok endişeleniyorum, ayrıca hiçbir şeyi mahvetmiyorsun. Biz sanatçılar duygularımızı aktarıyoruz, sen de bana aktarmam için çok fazla duygu yaşatıyorsun. Bunlar her ne kadar kötü duygular ağırlıklı olsa da resimlerime yardım ediyor, hissettiğim endişeleri ve korkuları kullanarak çizdiğim çoğu resmim tam puan aldı. Yani tamam, iyi bir şey değil ama beni korkutarak da yardımcı oluyorsun." derin bir nefes alıp saçlarını geriye yatırdı. "Bunun için kötü hissetmeni istemediğimden sana söylememiştim ama geçen gün bir hoca beni yanına çekip konuştu, resimlerimin çok fazla olumsuz duyguyu yansıttığını söyledi. Tabii biliyordum, kullandığım renk tonları ve çizim tekniğim her şeyi ortaya seriyordu ama ben sana söylemek istemedim, o kadar derdinin arasında benim için de endişelenmene göz yumamazdım. Sanırım senden bir şey sakladığım için özür dilemem lazım?" Seungmin cevap vermeden önce birkaç saniye bekledi.
Çevresindeki herkese bu kadar kötü mü hissettiriyordu?
Biraz bekledikten sonra bakışlarını tekrar Hyunjin'e çevirdi.
"Asıl ben özür dilerim, seni bu kadar korkuttuğum için. Sanırım her şeye bu kadar tepki vermem anlamsız, sonuçta hala yaşıyorum değil mi?" Hyunjin başını iki yana salladı.
"Hayır, hayır anlamsız olan bu değil. Anlamsız olan iyi hissetmek için kendine yaptığın bu baskı, iyi hissetmek zorunda değilsin. Hepimiz iyi olmanı istiyoruz ama gerçekten iyi olmanı istiyoruz, sadece biz iyi olduğunu düşünelim diye iyiymiş gibi davranmanı değil. Duygularını bu kadar bastırma babygirl, her şeyi içinde yaşamak çok zor, sana yardım etmemize izin ver." Seungmin ona hafifçe gülümsese de kafasında kendi kararını vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
FanficChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)