"Hyung..." odadan çıkmak için ayağa kalkmıştı ki Changbin'in sesini duyunca duraksadı. "Korkma sakın, Seungmin seni hala seviyor." Chan iç çekip yavaş adımlarla odadan çıktı ve alt kata indi.
Yapabildiği kadar hızlı bir şekilde Seungmin'e yemek hazırlamış, Hyunjin'in az önceki uyarısını dikkate alarak soğuk algınlığı için bir ilacı ve bir bardak suyu tepsiye yerleştirmişti.
Yemeklerin ve ilacın olduğu tepsiyle tekrar yukarı çıktıktan sonra zoraki kapıyı açıp içeri girdiğinde Seungmin hala battaniyesine sarılmış halde uzanıyordu.
Kapının açılmasıyla başını kaldırıp Chan'a baktı fakat bir şey demedi, sessizce oturup Chan'ın demesini bekledi.
"Sabah beni uyandırdığında kalkmadığım için üzgünüm, biraz fazla yorgundum."
"Sorun değil, hala yorgunsan kendi başımın çaresine bakabilirim."
"Bu gaylik kurallarına aykırı, iyiyim ben." Seungmin'in yanına oturup tepsiyi ona uzattığında Seungmin kısa bir teşekkürle tepsiyi aldı. "Hyunjin hasta olmaya başladığını söyledi."
"Biraz soğuk almışım sadece, ciddi bir şey yok." Seungmin yemeğini yerken Chan sessizce sargılı ellerini izlemeyi sürdürdü.
Duş alırken sargılarını çıkarıyordu ve ellerindeki yanıklara dikkat etmesi gerekse de umursamadan duşunu alıyordu, bu yüzden belki de her duş alışından sonra yerde kan görüyordu.
Seungmin kendi önündeki tepsiyi izleyip ona dikkat etmediği için görmemiş olsa da yemeğini bitirip ilacını içtikten sonra tepsiyi kenara bıraktığında Chan'a dönmüş ve onun ellerine baktığını görüp refleksle o da Chan'ın ellerine bakmıştı.
Hafifçe kaşlarını çatıp onun ellerinden birini tuttuğunda Chan irkilerek ona döndü.
"Neden ellerinde sargı var?" Chan ne diyeceğini bilemeyip sessizce ona bakmaya devam edince Seungmin nazikçe elini kendine çekti. "Channie, lütfen soruma cevap verir misin?" Chan istemsizce tekrar bakışlarını kaçırdı.
"Kızacak mısın?" Seungmin onun elini okşadı.
"Sana kızabilecek konumda değilim, ne oldu ellerine?" kısa bir sessizliğin ardından Chan bakışlarını birleşik ellerine indirdi.
"Yaktım."
"Yaktın mı?" Chan onu onaylarken Seungmin onun de ellerine baktı. "Nasıl oldu bu?" Chan'ın tereddütünü fark edince elini çenesine atıp yüzünü kaldırmasını sağladı. "Chan?"
"Ben yaptım." aniden söylediği şeyden sonra hafifçe kaşlarını çatan Seungmin'in gözlerine baktı. "Ellerimi yanan kömüre bastırdım." Seungmin'in gözleri şokla açıldı.
"N-ne?" Chan tekrar bakışlarını kaçırırken Seungmin onun parmaklarını okşadı. "Bunu neden yaptın?" fısıltı gibi çıkan sesi aslında ağlamak üzere olduğunu gösteriyordu.
Chan gözlerini kapattı.
"Seni tehlikeye atmıştım, ben... Seni bu ellerle tehlikeye atmıştım ve dayanamıyordum." Seungmin titrek bir nefes alıp başını kaldırdı ve çok hassas bir şeymiş gibi dikkatlice yanağını Chan'ın eline yasladı.
"Lütfen bir daha yapma..." elini sıkıca tutmak istese de sargıdan dolayı çekinip baş parmağıyla okşamayı seçti. "Kendini kötü hissettiğini biliyorum ama ben seni affedeli çok oldu, bunu bize yapma." Seungmin dayanamayıp yanaklarını ıslatan gözyaşları eşliğinde Chan'a sıkıca sarıldı. "Kendine zarar verme..." Chan da onun beline doladı kollarını.
Sonrasında gerçekten Changbin'in dediği gibi olmuştu.
Seungmin onun elini tutup kendi yanağına yaslamış, parmaklarını okşamış, yarayı iyileştirmek ister gibi üstüne hafif öpücükler bırakmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/337006949-288-k548902.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
FanfictionChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)