Uyumak İstiyorum

380 57 43
                                    

Seungmin bakışlarını kapıya sabitlemiş şekilde uzanmaktan yorulmuş, artık birkaç dakikalık uyku için yalvarmak isteyecek hale gelmişti.

Çok iyi hissediyormuş gibi davranmaya başlayalı sadece üç gün olmuş olabilirdi ama şimdiden vazgeçiyordu, iyi hissetmiyordu ve bunu saklama fikrinden şimdiden nefret etmişti.

Ellerinin titrediğini, göğsünün daraldığını ve gözlerinin yanmaya başladığını hissedince irkilerek doğruldu ve hızlıca oturup ellerini gözlerine bastırarak derin nefesler almaya çalıştı.

Nefes alamıyordu, duman yine her yerindeydi sanki.

İstemsizce öksürerek yatağından kalkarken bedeni sallanıyor gibi hissedip ne olduğunu anlamadan dizleri üstünde yere çöktü, derin nefesler almaya çalıştıkça boğuluyordu.

Yaşadığı korku yüzünden dolan gözlerinden yaşları dökülürken ne yapacağını bilemeyip öylece oturdu ve hıçkırıklarının da dökülmesine izin verdi, bir yandan istemsizce göğsüne bastırmıştı.

Neden nefes alamıyordu? Tekrar mı yangının ortasındaydı?

Ama etrafta hiç duman yoktu ki...

Nefes nefese bir halde gözlerini sıkıca kapatırken öleceğini hissediyordu ve yardıma ihtiyacı vardı, daha fazla yalnız kalamazdı.

Zoraki doğrulup ayağa kalktıktan sonra sırtını dolabına yaslayıp hıçkırıklarını dindirmeye çalıştı ve bulanık zihnini biraz zorlayıp ne yapması gerektiğini düşündü.

Chan bu saatlerde uyanık-

Hayır, ya uyuyorsa? Onu uyandıramazdı.

Ama orada öleceği düşüncesiyle tek başına kalamazdı, en azından nefes almak istiyordu.

Ne yapması gerektiğine karar vermek adına başını geriya yatırıp yanan gözlerini kapattı ve dudaklarını birbirine bastırdı, aynı anda burnundan derin nefesler alarak rahatlamaya çalışıyordu.

Dayanamayacak kadar göğsü sıkışmaya başladığında gözlerini açıp hızla odasının kapısına yöneldi.

Tek kalamazdı, korkuyordu. Fazlaca.

Chan'ın odasına ulaştığında titreyen eliyle kapıyı tıklattı ve bir süre bekledi, kulaklarındaki çınlama yüzünden Chan'ın sesini zoraki duyduğunda rahatlamıştı.

Kapıyı yavaşça açıp içeri girdiğinde başı öylesine dönüyordu ki sendeledi, Chan'ın sesi hala kulak çınlaması ve kendi kalp atış sesleri yüzünden çok zor geliyordu kulağına.

Seungmin gelmeden önce kafasını dağıtmak adına şarkı düzenlemekle uğraşan Chan ise onun böyle bitik bir halde içeri girmesi üstüne endişeyle ayağa kalktı.

"Seungmin?" Seungmin kapıyı zoraki arkasından kapatırken Chan düşmesin diye nazikçe onun ellerini tuttu, endişeyle ona bakarken Seungmin'in titriyor olduğunu ve ellerinin oldukça soğuk olduğunu fark etmişti.

Seungmin ıslak kirpikleri arasından kızarmış gözleriyle ona baktı ve titreyen dudaklarını araladı.

"H-hyung, ben uyu-mak istiyorum." Chan onu yavaşça kendine çekip sıkıca kollarını doladı.

"Biliyorum, üzgünüm. Hepsi için üzgünüm. Seni en başından yanımda uyumaya ikna etmeliydim." Seungmin de kollarını sıkıca Chan'a doladı ve başını onun omzuna yaslayıp derin nefesler almaya çalıştı, hırıltılı nefesleri arasına arada öksürükleri kaçıyordu.

"Korkuyorum, gözlerimi bile kapatamı-yorum." Chan yavaşça onun saçlarını okşadı.

"Sakinleş ve birlikte uyuyalım tamam mı? Korkmana gerek yok artık, seni koruyacağım." Seungmin dakikalardır, hatta fark etmese bile yaklaşık bir saattir almadığı kadar derin bir nefes alıp iyice Chan'a sindi.

Pyromania\ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin