Daha ne olduğunu anlayamamışken bileğini kavrayan parmakları hissetti ve bedeni sertçe Chan'ınkiyle buluştu, nefesi kesilmişti.
Tanıdık kollar onu sıkıca sardığında ancak anlamıştı, kitap için yola atlamıştı az önce.
Chan'ın kolları onun etrafına sıkıca dolandı ve Seungmin sert fren sesini duydu, ardından Chan'ın nefes sesleri de doldu kulağına.
Uzaktan geliyordu sanki hepsi, bedeni kaskatı kesilmişti ve tepki veremiyordu.
"... Seungmin, SEUNGMİN!" Chan yanağına hafifçe vurunca gözlerini kırpıştırarak onun dolu gözlerine baktı.
"A-az önce..." sertçe yutkunup kendine gelmek adına Chan'ın omzuna yaslandı, Chan da ona sıkıca sarılıp izin verdi.
Elini bırakıp yola atladığında kalbi durmuştu adeta, hızlı düşünmesi gerektiği için bileğini tutup çekmişti.
Yani kendini öne atıp Seungmin'in üstüne düşerek onu ezebilirdi de.
O an yaşadığı korkuyu anlatamazdı, şimdi hala elleri titriyordu.
Seungmin'i kenardaki kaldırıma oturması için teşvik edip yavaşça yanına oturdu ve sıkıca sarıldığı küçüğünün saçlarını okşadı, bir yandan da vücudunda yara var mı diye kontrol ediyordu.
Bir süre sonra, birkaç kişi etraflarına toplanmışken geri çekilip donuk bir ifadenin kapladığı gözlerine baktı.
"İyi misin? Araba sana çarpmadı değil mi?" Seungmin durgunca başını iki yana salladı.
Kalbi hala çok hızlı atıyordu, tüm bedeni kilitlenmiş gibiydi ve olanları anlamakta zorluk çekiyordu.
Chan'ın söylediklerini de pek anlamamıştı, beyni zonkluyordu.
"Seungmin!" Chan onu hafifçe sarsınca Seungmin ona baktı. "Yürüyebilir misin?" Seungmin birkaç saniye gözlerini kırpıştırdı, sonra yavaşça bakışlarını etrafta dolaştırdı.
Önüne atladığı arabanın sahibi olan adam yanı başlarında dolu gözlerle bekliyordu, elinde de Seungmin'in düşürdüğü kitap vardı.
Seungmin bakışlarını tekrar Chan'ın dolu gözlerine çevirdi.
"Sanırım..." Chan onun ellerini tutup kalkmasına yardım ettiğinde Seungmin zoraki dengesini sağlayıp önüne atladığı adama baktı. "Birden yola atladım, üzgünüm."
"İyi misiniz? Asıl ben size neredeyse çarpmak üzere olduğum için üzgünüm." Seungmin adama zoraki gülümserken adam kitabı ona uzattı. "Güzel bir kitap." Seungmin kitabı adamdan aldı.
"Ben iyiyim, kitabımı verdiğiniz için teşekkür ederim." adam da ona gülümsedi.
"Daha dikkatli olun lütfen, kalbime indi resmen. İyi olmanıza sevindim." Seungmin cevap vermek yerine başıyla hafif bir selam verdi ve Chan'ın elini tuttu, Chan adama bir şeyler söyleyip Seungmin ile birlikte arabaya doğru yürürken Seungmin'in gözleri dolmuştu.
Arabaya ulaştıklarında Chan onun kaldırımda ve güvende olduğundan emin olup elindeki poşeti yere bıraktı ve Seungmin'in de elinden kitabı alıp arabanın üstüne koyduktan sonra küçüğüne sıkıca sarıldı.
"Sana bir şey olacak diye çok korktum." Seungmin de onun sarılmasına karşılık verdi, Chan'ın ne kadar korktuğunu hissedebiliyordu.
Hızlı nefesleri, titreyen sesi, kalp atışları ve ara sıra omzuna değen gözyaşları da kanıtlıyordu bunu.
Yavaşça büyüğünün omzuna yaslanıp gözlerini kapattı, kendine gelemiyordu.
Chan bir süre sonra geri çekilip kendi yanaklarını sildi ve dolu gözleriyle Seungmin'e baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
FanfictionChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)