İçeriyi sadece ayın ışıkları dolduruyordu ve herkes Jeongin'in etrafında uyuyakalmıştı.
Jeongin Seungmin'in omzunda uyuyordu, Jeongin'in omzunda da Changbin uyuyordu ve bacaklarının yanına Jisung ile Felix kıvrılmıştı. Köşedeki küçük koltukta da Minho ve Hyunjin beraber uyuyorlardı.
Jeongin gece bir süre uyumuş olsa da sonra geri uyanmıştı ve şimdi sessizce uzanıyor, makineden gelen sesleri dinliyordu.
Oradan kurtulmuştu ama huzursuz hissediyordu, daha doğrusu korkuyordu.
Ayrıca Hyunjin'le ayrılmışlardı, Jeongin... Hatırlamıyordu bile.
Ama Hyunjin hayatına devam ediyor gibi gözüküyordu.
Titrek bir nefes aldığı sırada Seungmin'in hareketlendiğini ve omzuna sardığı elini Jeongin'in saçlarına çıkardığını hissetti.
"Neden uyanıksın?" Jeongin mırıldandı.
"Uyuyordum, sonra uyandım. Şimdi geri uyuyamıyorum."
"Sorun ne?" Seungmin yavaşça doğrulup onu iyice kendine çekerken tekrar Jeongin'in sesini duydu.
"Beni almaya gelirlerse... Bırakmazsınız değil mi?"
"Tanrım, bırakmayız tabii. Neden bırakacağımızı düşündün?" Jeongin sessiz kaldı, Seungmin'e sığınmakla yetindi. "Uyu hadi, sen uyuyana kadar bekleyeceğim."
"Sen neden uyanıksın?" Seungmin onun saçlarına yanağını yasladı.
"Yangından beri gece bu saatlerde uyanıp yaşıyor muyum diye kontrol ediyorum." Jeongin hafifçe gülüp gözlerini kapattı.
"Hyunjin'le ayrılmışız, dört ay önce."
"O konu biraz karmaşık sanırım, sen toparlanmaya başladığında konuşalım."
"Ve sanırım Hyunjin'in yeni bir sevgilisi var." Seungmin derin bir nefes verdi fakat Jeongin'e karşı çıkmadı. "Biliyorum, hayatı boyunca beni bekleyemezdi ama sadece... Yeni sevgilisi benden daha mı iyi Seungminnie?" Seungmin hafifçe gerileyip Jeongin'in yüzünü tuttu.
"Hayır, değil. Kimse senden daha iyi değil ama Hyunjin hayatına devam etmek istedi sadece."
"Ya beni sevdiğinden daha mı çok seviyor?"
"Kimse kimseyi seni sevdiğimizden daha çok sevmiyor."
"O zaman... Neden ayrılmadı?" Seungmin onun yüzünü okşadı.
"Ayrılamaz, ne senin ne onun kalbini kıramaz ve ayrıca işin içinde farklı şeyler de var. Kötü hissettiğini biliyorum, sadece bizim seni sevdiğimizi unutma. İki yıldır yoksun ve hepimizin hayatında çok şey değişti, bunların bazıları seni kıracak şeyler ama bazıları mutlu edecekler ve senden ikinci kısma odaklanmanı istiyorum. İyice kendine geldiğinde hep birlikte seni üzen şeylerle ilgili konuşacağız tamam mı?" Jeongin usulca başını salladı. "Şimdilik uyuyalım, uykuya ihtiyacın var." Jeongin nefesini düzenlemek adına birkaç küçük nefes alırken Seungmin eski yerine uzanıp tekrar ona sarıldı. "En kötü sana yeni birini buluruz bebeğim, Hyunjin çok mu önemli niye?" Jeongin onun sarılışına başını omzuna gömerek karşılık verdi, diğer eli serumdan dolayı Changbin'in karnında duruyordu.
"Aslında öyle..."
"Daha önemlisini buluruz? Sevdiğin birisi gözünün önündeyken ona istediğin gibi ulaşamamak kötü bir his, biliyorum. Ama zamanla aşacaksın ve hazır hissettiğinde bir başkasını bulmana yardım edeceğim." Jeongin gözlerini kapattı.
"Her şeyi kaybediyormuş gibi hissediyorum, sizi de mi kaybedeceğim?"
"Seni asla bırakmayacağımızı biliyorsun." Jeongin cevap vermedi, çoktan uykusu bedenini sarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
FanfictionChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)