Beni Seviyor

338 56 76
                                    

Gördüğü görüntü karşısında Chan irkilerek geriye doğru bir adım attı.

Seungmin... Changbin'i mi öpmüştü?

Zoraki kendine geldiğinde Seungmin'in omzuna hafifçe vuran ve onunla gülüşen Changbin'i izlemeye daha fazla dayanamayacağına karar verip koşar adımlarını kendi odasına yöneltti ve içeri girdiği gibi kapıyı arkasından kapatıp sırtını da kapıya yasladı.

Kahvesine ne olduğunu sormayın, Chan onu ikisini gördüğü anda düşürmüştü ama evin ses geçirmez yalıtımı sayesinde Seungmin ve Changbin'in moment'ı bölünmemişti.

Dolan gözleri eşliğinde nefesini düzene sokmaya çalıştı.

Seungmin Changbin'i öpmüştü, bu yüzden Changbin'e kızamazdı ama ikisinin de yüzünü görmek istemiyordu.

İlk kez çocukluk arkadaşından nefret ettiğini hissederek sinirle tişörtünü bir kenara fırlattı ve sertçe duvara yumruk attı.

"Neden Changbin yerine beni öpmedin ki aptal!?" tekrar duvara bir yumruk attığı sırada Jisung ve Felix hızla odasına daldılar.

"Ya mal mısın ne bok yediğini sanıyorsun?" Felix ve Jisung Chan'ı sakinleştirmek adına yatakta oturmaya çekerken Chan gözlerini sıkıca kapattı.

O sırada olayların hiç de Chan'ın gördüğü şekilde gelişmediği balkonda Seungmin Changbin'in kulağına eğildi.

"Çünkü Hyunjin'in ayakları kokuyor." Changbin ciddi bir şey beklediği için Seungmin'in omzuna hafif bir yumruk atarken Seungmin istemsiz kahkahasıyla geriledi. "İnandı salak."

"Gerçekten dayak yiyeceksin." Seungmin ayaklarını onun üstüne uzattığında Changbin de istemsizce kıkırdadı. "İyice rahatladın sen de."

"Chan hyung bana kendimi nasıl rahat hissediyorsam öyle davranmamı söyledi, yani evet rahatladım. Masaj yapsana ayaklarıma?" Changbin ona yastıkla vurunca Seungmin tekrar güldü. "Tamam şaka." ayaklarını Changbin'in üstünden çektiğinde Changbin onun omzuna kolunu sarıp Seungmin'in kendisine yaslanmasına izin verdi.

"İçimden bir ses Hyunjin'in Felix'ten hoşlandığını söylüyor."

"Biliyor musun benim içimden bir ses de ikisinin bir boklar çevirdiğini söylüyor, ne zaman Hyunjin ile sizin hakkında konuşsam hemen sonrasında Felix'i arıyor." Changbin mırıldandı.

"Olabilir bak, sürekli konuşuyorlar. Sen Hyunjin ile bu kadar sık konuşmuyorsun."

"Demek ki possessive boyfriend'lik rolünü alma zamanım gelmiş."

"Hadi fighting!" Changbin'in uzattığı yumruğa kendisininkiyle karşılık verirken Seungmin kıkırdadı.

"Fighting." Changbin de hafifçe güldü, ikisi bir süre sessiz kalmışlardı.

Minho'nun sesini duyana kadar.

"Changbin, ne zaman tişörtümü vereceksin?" Changbin ona dönüp büyüğüne şirin bir gülümseme sundu.

"O artık benim ki..." Minho ellerini kaldırınca korkmuş gibi yapıp Seungmin'e yanaştı. "Tamam şaka, sonra getiririm. Şimdi çok önemli bir date'im var." Seungmin göz devirdiğinde Minho kıkırdadı.

"Date'inin bundan haberi yok gibi." Changbin omuz silkince Minho ikisinin de saçlarını karıştırıp başka bir şey demeden içeri geçti.

Ve bunu beklemediği için Seungmin şaşkınlıktan donakalmıştı adeta.

"Vay canına..." Changbin kendi saçlarını düzelttikten sonra Seungmin'in halini görünce küçük bir kahkaha attı.

"Yüz yıldır uyuyor gibisin." Seungmin saçlarını düzeltip gözlerini kırpıştırarak Changbin'e baktı.

Pyromania\ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin