"Evimde haram haram şeyler yapmayın demedim mi ben size?" Jisung irkilerek Minho'nun dudaklarından ayrıldığında Chan'ı görünce yanakları kızardı.
"Neden bizi izliyorsun?" Minho onun utanmasına kıyasla rahat bir tavırla saçlarını geriye yatırarak Chan'a kısık gözlerle baktı.
"Jisung ile hasret giderirken bizi yalnız bırakacağına söz vermiştin." Chan omuz silkti.
"Büyük hyung olmak bunu gerektirir Minho'cuğum, henüz torun istemiyorum." Jisung kızaran yüzünü saklamak adına Minho'ya daha sıkı sarılıp omzuna yaslandı, konuştuğunda sesi bu yüzden boğuk geliyordu.
"Şimdi bizi rahat bırakır mısın? Sevgilimi özledim."
"Git biraz da Seungmin'i özle, Minho'yla beni yalnız bırak." Jisung heyecanla çekilip Minho'nun omuzlarını tuttu.
"Seungmin ile tanıştınız mı? Dünyadaki en tatlı köpüş olabilir, yanaklarını sıkmak istiyorum böyle." Jisung onun yanaklarını bebek sever gibi sıkınca Minho onun bileklerini tuttu.
"Köpüş sevmiyorum, kedicikler daha iyi. Tanışmadık da."
"Tanışmalısınız, neyse ben Seungbebiş'in yanına gideyim de siz yalnız kalın. Sevgilimi emcüklersen götüne şaplağı sert yersin hyungie~" Jisung çıkmadan önce Chan'ın kalçasına hafifçe vurup odadan koşarak çıkınca Minho Chan'a döndü.
"Neyse hadi-" o odadan çıkamadan Chan ona kollarını dolayarak çıkmasını engelledi ve içeri çekip kapıyı kapattı.
"Bu sefer kaçmanı istemiyorum devil bunny, senden bir şey istemem lazım."
"Bunu, bana dokunmadan da söyleyebilirdin."
"Ama tadı kalmaz ki~" Chan onu daha sıkı sarınca Minho canı yanmış gibi küçük bir çığlık attı. "Tamam tamam, şakaydı." Chan hemen ellerini çekip geriledi ve ona baktı. "Seungmin ile ilgili senden istemem gereken bir şey var." Minho dolaba yöneldi.
"Bana ve sevgilime yarın akşam bür mekanda yer ayarlarsan ve yediklerimizi ödersen yaparım."
"Daha ne olduğunu söylemedim ki..."
"Çok konuştuğun için sonra yiyeceğimiz tatlıları da sen ödeyeceksin." her zaman içtiği gazozu bulup açtı ve Chan'a döndü. "Ne istiyorsu-tamam hadi bye." Minho odadan çıkmak için arkasını dönünce Chan yine arkadan ona sarıldı.
"Küçük Lino'muz yine çok tatlış~" onu kendisiyle iki yana salladığında Minho sıkkın bir sesle bağırdı.
"Ayş dokunma be!" Chan onu bırakmadığı için göz devirerek bekledi bir süre, sonra Chan onun yüzünü görmediği için göz devirmenin işlevsiz olduğunu fark edip yerinde tepinmeye başladı. "Bırak beni ısırırım."
"Tövbe." Chan hemen ellerini çekti. "Şimdi dinleyecek misin?"
"Salise başı on bin dolar."
"Tamam sus da dinle." Minho sonunda onunla uğraşmayı bırakıp kalçasını tezgaha yaslayarak Chan'a baktı, Chan da sonunda Minho'nun inadından kurtulduğu için rahatlayarak aynısını yapıp konuşmaya başlamıştı.
İkisi orada konuşurken Seungmin de tüm gün olduğu gibi yine Jisung'un yanında oturuyordu.
Jisung oturduğu yerde kayarak Seungmin'e ulaştı ve memnun bir ifadeyle gülümseyip keyifli bir mırıldanma eşliğinde onun omzuna yaslandı.
"Sarılmayı sevmiyorsun ama sarıldığımızda izin veriyorsun, artık sevmenin zamanı gelmedi mi?"
"Sanırım sizin yüzünüzden sarılmaya ve temasa alışıyorum." Jisung heyecanla doğruldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyromania\Chanmin
ФанфикChan pyromania hastasıydı, ve en büyük hayali büyük bir yangın çıkarmaktı. Bu isteğinin hayatında nasıl bir etki bırakacağını bilmeden, ateşin vereceği zevki düşünerek o evi yakmıştı. (Birini sevmek o kişi için delirmek değil, iyileşmektir.)