Ritimlerin Düzenli Kalması Lazım

247 36 10
                                    

Hastaneden gelen yeni haberden dolayı herkes yine arabaya doluşmuş, hastane boyu heyecanla fakat biraz da endişeyle arabada usluca oturmuşlardı.

Yani son bir haftadır Minho yargı dağıttığı için sessizlerdi, birdenbire evin tüm kontrolünü ele almıştı ve cidden herkese çok güzel lafını dinletiyordu.

Biraz korkutucu ve ne yapacağı belli olmayan bir insan olduğu için herkes Minho'nun istediği tüm sorumluluğu alıp herkese patronluk taslamasına izin vermişti ve bu sayede Changbin bir hafta boyunca gerçekten dinlenmişti.

Jeongin'i görmeye bir daha gitmemişti ve diğerlerine de uyandığını söylememişti, söylerse Jeongin'i görmek isteyeceklerdi fakat kendisinin o gün girmesi bile riskliydi.

Ayrıca Seungmin de bir haftadır devamlı birileriyle birlikte Chan'ı görmeye gidiyor, onunla vakit geçirip her seferinde ellerine küçük öpücüklerini diziyordu. Onun desteğini hissetmek Chan'a iyi geldiği için Chan'ın tedavi süreci hızlanmıştı ve normalden de hızlı toparlanıyordu.

Diğerleri pek sık gitmemişlerdi, Chan'ın tedavi süreci boyunca ondan çekinirlerdi genelde.

Sonunda hastaneye vardıklarında altısı da aynı anda içeri koşmuş, hastane ortamını ve sessiz olmaları gerektiğini umursamadan sesli adımlarla üst kata çıkmışlardı.

Sonunda Jeongin'in alındığı odaya vardıklarında Jisung kapı kolunu kavramıştı ki Minho onu tutup geri çekti.

"Sakin olun, hepiniz. İçeri girmeden önce konuşmamız gereken bir şey var." herkes hemen Minho'ya dikkat kesildi, içeri girmek için hepsi can atıyordu. "İçeri girdiğinizde kesinlikle sakin olmalısınız, sakın bağırmayın veya Jeongin'in kalbini hızlandıracak bir şey yapmayın. Şu anda kalbi de ciğerleri de çok hassas ve ağlaması, çok güçlü gülmesi, derin nefes alması ve hatta korkması onu kötü etkileyebilir. Bu yüzden... Elinizden geldiğince sakin ama sevgi dolu yaklaşın tamam mı?" Hyunjin parmak ucunda yükselip Minho'ya kendini gösterdi.

"İçeri ilk ben girip Jeongin ile konuşabilir miyim?" Minho reddetmek için ağzını açmıştı ki Changbin araya girdi.

"Bence girmesi en mantıklısı, ikisi biraz yalnız konuşsunlar." Minho ona döndü.

"Neden yalnız konuşsunlar?"

"Konuşsunlar işte, Hyunjin ve Seungmin biz Jeongin ile beraberken hayatımızda yoklardı ve belki de şu an Jeongin ile özel konuşmasını gerektirecek bir şey vardır, ona izin verelim."

"O zaman neden Seungmin de girmiyor?"

"Demek ki Seungmin'in yokmuş." Minho bir süre diklenmeye devam etmek istese de sonra iç çekerek Hyunjin'e döndü.

"Bunları uzun süre burada tutamam, hızlı ol." Hyunjin başını sallayıp içeri girerken arkasından söylenen Felix ve Jisung'u duyuyordu.

Yavaşça içeri girdiğinde Jeongin bakışlarını ona çevirdi ve gözleri anında parladı.

"Jinnie-ya~" Hyunjin onun parlak gözlerini görünce istemsizce gülümsedi ve kapıyı kapatıp yanına yaklaştı, Jeongin hemen oturmaya çalışmıştı.

"Oturma dur, canını yakacaksın." Hyunjin onun yanına ulaştı ve nazikçe ensesiyle kolunu kavrayıp Jeongin'i geri yatırdı, ardından sıkıca sarılmıştı. "Özlemişim tilkimi." Jeongin hemen karşılık verdi, yapabildiği kadar yani.

"Ben de seni." uzunca bir sarılmadan sonra Hyunjin gerileyip onun saçlarını nazikçe okşadı, Jeongin'in gözleri öylesine parlıyordu ki...

"Canını acıtmadım değil mi?"

Pyromania\ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin