18 ➤ Mektup

1.2K 131 21
                                    

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Roland Weaver, kendisine ait odasında bir ileri bir geri yürüyerek elindeki mektubu okuyor, her satırda kaşları biraz daha çatılıyordu. Öfkeyle dudaklarını kemirmeye başlarken sinirli bir nefes verdi burnundan. Öfkeden mektubu tutan elleri titremeye başlamıştı.

"Dorian kaçtı," diye başlıyordu mektup. Drusilla'dandı. "Çok uzaklara gitti. Sana verdiği söz de geçersiz olmuş oldu. Artık onu istesen de Azkaban'a tıktıramazsın. Bende yakında buralardan gideceğim. Kocamla mutlu bir yaşam süreceğiz, hepinizden uzakta, mutlu bir hayat... Emily'e baktığımda gördüğüm tek şey hayal kırıklığı ve pişmanlık Roland. Ona her baktığımda hayal kırıklığına uğruyorum. Emily'e bakarken gördüğüm tek şey sensin, buna da daha fazla dayanacağımı sanmıyorum. Keşke seni hiç tanımamış olsaydım. En kısa zamanda onun gerçek babasının sen olduğu söylemeliyiz. Bu görevi sana bırakıyorum Roland. Ve aradan çekiliyorum. Sonsuza dek..."

Dişlerini birbirine kenetleyerek mektubu avuçları arasında buruşturarak öfkeyle yere doğru savurdu ve ellerini siyah saçlarının arasına daldırdı. "Ne yapmaya çalıyorsun?" diye fısıldadı düzensiz nefes alışverişleriyle. "Lanet olsun!" Bir anda öfkeyle kükreyerek sandalyeye bir tekme savurduğunda odanın kapısı tıklatıldı.

Roland kendisini toparlamaya çalıştı hemen. Gelen profesör arkadaşlarından biri olabilirdi. Devirdiği sandalyeyi düzeltmek için hareketlenmişti ki odanın kapısı yavaşça aralandı. "Emily?" Kendi mavi gözlerinin tıpatıp aynısı kapının ardından ona bakıyordu.

"Amca..." Emily, çekingen bir ifadeyle içeriye girerek kapıyı kapattı ve sırtını kapıya yaslayarak yere devrilmiş sandalyeye sorgulayan gözlerle baktı. "Her şey yolunda mı?"

Roland'ın gözlerindeki sert ifade birden bire yumuşadı, yaşlarla dolan gözlerini kırpıştırarak bir anda Emily'e doğru yürümeye başladı. Kızı omuzlarından tuttu ve kendine çekerek ona sıkıca sarıldı.

"Hey," Emily beceriksizce ellerini amcasının sırtına yaslarken aynı zamanda kaşlarını çattı. "Neler oluyor?" diye sordu endişeli çıkan sesiyle. Amcası ona o kadar sıkı sarılıyordu ki biraz daha sıksa nefes alamayacaktı.

"Üzgünüm..." diye fısıldadı Roland yüzünü Emily'nin saçları arasına gömerken. "Üzgünüm... çok üzgünüm." Ağlamaya başladığında Emily'nin "Ne için üzgünsün? Tanrı aşkına, neler oluyor!" dediğini duyabiliyordu fakat buna bir cevap verebilecek kadar kendisini güçlü hissedemiyordu.

Roland'ın cevap vermeyeceğini anlayan Emily anlayış gösterdi. Daha çok üstelemek yerine sessizce amcasının sırtını sıvazladı ve ona sarılarak ağlamasına izin verdi...

Querencia | James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin