─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
Dipsiz bir boşlukta olmanın hissi vardır.
Her yanın karanlık, göz gözü görmez, sesler birbirine ulaşmaz. Kimse ama kimse yoktur ve ruhuna kadar yalnızsındır. Sanki seni seven bütün insanlar seni terk etmiş ve dipsiz bir boşluğun içine bırakmış gibi. Zavallı bir hâlde, çaresizce ve yardıma muhtaç bir durumda.
Emily, o an kendisini dipsiz bir boşluktaymış gibi hissediyordu. Gözleri kapalıydı, her taraf karanlıktı ve sesler yoktu ama kulağına uğultulu sesler geliyordu. Ve... Uzanıyordu. Bir yerde uzanıyordu.
"Neden hâlâ uyanmadı?" diyen birinin sesi net bir şekilde kulağına ulaştı. Artık sesler o kadar da uğultulu gelmiyordu. Konuşan kişi çok yakınındaydı ve yüksek ses tonu onu rahatsız etmişti. Bu yüzden Emily yüzünü buruşturmak istedi ama bu küçük eylemi yapacak gücü kendinde bulamamıştı.
"Onu rahatsız ediyorsun." Başka biri konuştuğunda Emily'nin kirpikleri titreşti. "Madam Pomfrey birazdan uyanacağını söyledi zaten. Tabii sen rahatsız edici bir şekilde bağırıp durursan, orası başka!"
İlk konuşan kişi her kimse, "Yirmi dakika oldu!" deyince başka biri onun ensesine vurmuş olmalıydı çünkü çıkan bu şak sesi Emily'ye başka bir şey düşündürmüyordu.
Sonunda gözlerini aralayabildiğinde çevresindeki kişiler bunu fark etmişti. "Uyanıyor!" Gözlerini birkaç defa kırpıştırarak kendine gelmeye çalıştı ama korkunç baş ağrısı buna engel oluyordu. Sanki üzerinde yüz kilo ağırlık varmış gibi zorlukla kolunu kaldırarak elini alnına yasladı ve dudaklarından küçük bir inilti döküldü. "Hey, o iyi mi? Hemşire nerede? Ona iksir vermesi gerekmiyor mu?"
Emily, baş ağrısından kısa bir süreliğine yumduğu gözlerini tekrar araladığında biraz öncekine göre daha net görüyordu. Ancak bulanık görmeyi tercih ederdi çünkü gözlerini açar açmaz gördüğü ilk yüzün Rabastan Lestrange'in olması onu pek mutlu etmemişti. Yüzünü buruşturarak çocukla arasında olan bu anlamsız yakınlığa baktı.
"Çekilin Weaver'ın başından çocuklar!" Madam Pomfrey, koşar adımlarla onlara doğru gelirken Emily üzerinde yattığı yatağın etrafını saran kişilerin geri çekildiğini görünce rahat bir nefes aldı. Kendisine doğru ilerleyen hemşire görüş açısına girince elindeki tepsiye baktı. Üzerinde birkaç iksir şişesi ve bir bardak su vardı.
Rabastan, endişeli gözlerle hasta yatağında yatan Emily'e bakıp geri çekilirken Madam Pomfrey, elindeki tepsiyi komodine bıraktı. "Demek sonunda uyandın. Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu Emily'ye dönerek. "Bir ağrın, sızın var mı?"
Emily, dikleşmeye çalıştığında Madam Pomfrey hızlıca yastığını dik bir konuma getirdi. Bu sayede Emily rahatça sırtını yatak başlığına yaslayarak rahat bir pozisyon elde etti. "Başım ağrıyor. Onun dışında iyiyim." Çattığı kaşlarıyla yatağının etrafındaki Slytherin'li arkadaşlarına baktı. Peki, onun revirde, dahası hasta yatağında ne işi vardı? "Ne oldu bana? Neden buradayım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia | James Potter
Fanfic1 Eylül 1973'den beridir kullanılmaya başlanılan yöntem, Gryffindor ile Slytherin arasındaki buzları eritmeyi biraz da olsa amaçlıyordu. Her pazartesi Büyük Salon'da bir kura çekilir ve son üç sınıf arasından rastgele düşman binaya mensup iki öğrenc...