2 ➤ Geyik

976 86 21
                                    

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

İkinci şans.

Hata yapan, yalan söyleyen veyahut aldatan kişilere ikinci şans verilirdi bazen. Kötülük doğduğu zaman iyilik yok olmazdı çünkü ikinci bir şans her zaman vardı ve bu yüzden kötülük asla tek başına kalmazdı.

Kendisine hata yapan, yalan söyleyen ve en kötü şekilde aldatan erkek arkadaşına ikinci bir şans tanımamıştı Emily. Daha doğrusu tanımak istememişti çünkü herkes ikinci bir şansı haketmezdi. En azından Emily, Avery'nin ikinci bir şansı haketmediğini düşünmüş olacaktı ki ona hiçbir şekilde ikinci bir şans vermemişti.

Ama hayata ikinci bir şans vermekten de çekinmemişti. Sonuçta hayat, onun hayatıydı. Hayatına küsemezdi çünkü hayatında o kadar güzel kişiler vardı ki hayata küsse utanırdı kendisinden.

Hayatına ikinci bir şansı verdiğinde, aynı zamanda aşkına da ikinci bir şans verdiğini son ana kadar fark edememişt. Onunla kurada adı çıktığında ilk başta kaderin varlığından şüphe duymuş, sonra da ansızın ona ettiği teklifle tamamen kadere inanmıştı.

James Potter, kaderdi.

Dudaklarını en sonunda James'in dudaklarından kopardığında mutlulukla kıkırdayarak alt dudağını dişledi ve yavaşça ondan uzaklaştı. "Yeter bu kadar duygusal an." James'in eline uzandı, sıkıca tuttu. "Moralini yerine getirecek o şeyi hâlâ görmedin ama bakıyorum da buna hiç gerek yok."

James hızlıca yüzünü sahte bir üzüntü ifadesine soktu. "Olur mu öyle şey?" Ağır ağır gözlerini kırpıştırarak Emily'e şöyle bir baktı. "Hâlâ moralimin düzeltilmesine ihtiyacım var. Lütfen moralimi düzelt."

Emily kendisini tutamayıp tekrar kıkırdadığında James öylece durup onu, gülüşünü izledi. Utanarak James'in elini çekiştirdi ve çevrelerini saran en büyük ağaca doğru ilerledi.

"Kahvaltıda seni izledim. Oldukça uykusuz ve yorgun görünüyordun. Ayrıca bir şey yediğini de görmedim. Bu yüzden aç olduğunu düşündüm ve mutfak cinlerine bizim için bir şeyler hazırlamalarını söyledim."

James'in şaşkın bakışlarıyla birlikte çocuğun elini bırakarak ağaca doğru ilerledi ve arkasından bir şey aldı. Bir piknik sepeti. Üzerinde katlanmış, kırmızı beyaz çizgili bir örtü vardı.

"Bilirsin, mutfak cinleri onlara bir şeyler hazırlattıralım diye kendilerini paralıyorlar." Hasır sepeti tuttuğu kulpundan havaya kaldırdı ve sırıttı. "Yeter ki onlara 'benim için yemek hazırla' diyelim."

"Sen mutfağın yerini nasıl öğrendin?" diye sordu James şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak. Emily'nin kahvaltı boyunca onu dikizleyip analiz yapmasına mı, mutfak cinlerinden onlar için kahvatlı hazırlamasını istemesine mi yoksa gizli mutfağın yerini öğrenmesine mi şaşırsa bilemedi.

Querencia | James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin