11 ➤ Aile

1.2K 124 7
                                    

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

King's Cross istasyonunun görünmeyen yüzünde büyük bir kalabalık hâkimdi. Büyücüler ve cadılar dört bir yanı sarmış, Hogwarts Ekspres'inden inen evlatlarını veyahut yakınlarını sarıp sarmalıyor ve derhal evlerine dönmek amacıyla gözden kayboluyordular.

Herkesin bir ailesi yoktu ne yazık ki. Onu dört gözle bekleyen, bir an önce gelsin de evimize dönelim düşüncesine kapılan ebeveynleri yoktu. Ya da sadece çocuğuyla bile ilgilenemeyecek ebeveynlere sahiptiler.

Emily, ne zaman okulun son günleri Hogwarts Ekspres'inden inse ve amcası Roland'ı gözleriyle arasa birbirleriyle kucaklaşan aileleri görüyordu ve yüreğinde bir ağırlık beliriyordu. Anneleri ve babaları ile sarılan, kardeşleri ile kucaklaşan tonla öğrenci vardı ve Emily bazen 'neden?' diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.

Sadece bir kez amcası yerine annesinin veya babasının yüzünü görmeyi dilemişti içten içe. Ailesini sevdiği söylenemezdi, ama yüreğindeki küçük bir çocuk aile sevgisine kavuşmak için yanıp tutuşuyordu.

Eşyalarını yerleştirdiği demir el arabasını iterken amcasını bulmak adına gözlerini istasyonda dolaştırıyor ve onu bulmaya çalışıyordu. Fakat adam görünürlerde yok gibiydi.

"Emily?"

Adımları duraksadı, ona seslenen kişi hemen arkasındaydı. Yutkunmak istedi fakat öyle kıpırtısızdı ki gözlerini bile kırpamıyordu.

İlk önce başını yana çevirdi fakat arkasına bakmadı. Sonra yavaşça bedenini çevirdi ve karşısındaki adam ile göz göze geldi. Baştan aşağı siyahlara bürünmüştü, öyle ki büyücüler ve cadılar arasında hemen dikkat çekiyordu. İri ve uzun bedeni de cabası.

"Baba?" diye mırıldandığında karşısındaki adam, gözlerine ulaşamayan bir gülümseme ile ona doğru adımladı.

"Kızım." dedi sesindeki buram buram yapmacık samimiyet ile. Kollarını iki yana açarak "Babana sarılmayacak mısın?" diye sordu. Fakat Emily ona dümdüz bir şekilde bakmaya devam etti. Bu yüzden de Dorian, güçlü kollarını kızının etrafına dolayarak onu kendine çekti ve sarıldı.

Emily, ilk defa kendisine sarılan babası yüzünden şok üstüne şok yaşıyordu. Fakat heykel gibi öylece durmuş, ne bir tepki veriyor, ne de babasının sarılmasına herhangi karşılıkta bulunuyordu. Kolları her iki yanında öylece salınırken en sonunda babası Dorian geri çekildi.

"Bu okulunu tamamlamadan önceki son yazın." diye konuşmaya başladı Dorian. "Artık amcanın değil de kendi evinde kalacaksın." Sağ kolunu bükerek Emily'e uzattı. "Tut hadi, evimize gidelim."

Emily, bir babasının tutması için ona uzattığı koluna baktı, bir de gözlerine. Bir halüsinasyon görüyor olabilir miydi? Belki de trende uyuklamış, böyle bir rüyanın içine düşmüştü. Gerçi, çocukluğu boyunca kendisine şiddet uygulayan babasını gördüğü rüya ancak kabus olarak nitelenirdi.

Querencia | James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin