1 Eylül 1973'den beridir kullanılmaya başlanılan yöntem, Gryffindor ile Slytherin arasındaki buzları eritmeyi biraz da olsa amaçlıyordu. Her pazartesi Büyük Salon'da bir kura çekilir ve son üç sınıf arasından rastgele düşman binaya mensup iki öğrenc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
"Annemiz bizim için sonunda Amerika'dan döndü. Çift taraflı aynadan bize onlarca elbise gösterdi. İnanabiliyor musunuz? Resmen aramızda kilometreler olmasına rağmen birlikte balo için elbise seçtik ve birkaç güne gönderecek!"
Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan ikizler yavaşça varlıklarını hatırlatmaya başlıyorlardı. Slytherin ortak salonunda oturmuş, bayıla bayıla anneleriyle yaptıkları alışverişi anlatıyorlardı. Ve üstelik normal bir şekilde de değil, yüksek bir sesle, arada Emily'e imalı bakışlar atarak anlatıyorlardı.
"Ne güzel." dedi İndie adındaki kız zoraki bir gülümsemeyle. İkizlerin zorla arkadaşlık kurdukları kızlardan biriydi o da.
"Ya sen Emily?" Kate'in sesiyle Emily, Roxy ile konuşmasını yarıda bırakarak ona baktı sorgularcasına. "Sen baloda giyineceğin elbiseyi ayarladın mı? Annen halletmiş olmalı."
"Onun annesi İngiltere'yi terk etti ya Kate!" diyen Anna şuh bir kahkaha patlattığında Kate de gülmeye başlayarak Emily'e alay dolu bir bakış fırlattı.
Emily içten içe küfür etse de dudaklarına en az gözleri kadar buz gibi bir gülümseme yerleştirdi. "Evet, annenizin sizi terk ettiği gibi." Eskiden olsa bu durum canını çok acıtırdı. Sonuçta annesi ve babası İngiltere'den kaçmış, dolayısıyla da onu da terk etmişlerdi.
Zaten bu yaşına kadar doğru düzgün ona ebeveynlik yapmamışlardı. Bundan sonra da yapmasalar çok bir şey değişmezdi.
"Annem bizi terk etmedi." dedi Kate sert bir ifadeyle. Emily 'kesin öyledir' der gibi başını salladığında siniri iki kat arttı. "Sadece babamla boşandılar diye inzivaya çekildi. Sizin aksinize bizim iletişimimiz hiç kopmadı."
Emily, onları her zamanki gibi görmezden gelmeyi tercih ederek bakışlarını Roxy'e çevirdi. "Biraz bahçeye çıkacağım. Gelmek ister misin?"
"Maalesef. Biçim Değiştirme ödevine hâlâ başlamadım. Gidip onu halletmeliyim." Derin bir nefes aldı. "Bu sıralar ödevler üst üste verilmeye başladı resmen. FYBS'ye çalışacağımız yerde ödevlerle uğraşıyoruz. Bu balo işi iyi oldu aslında, kafamız dağılır en azından."
Emily başını sallayarak "Haklısın." dedi ve kıza son kez gülümseyerek yanından ayrıldı. Ortak salondan çıkarken kalın cüppesinin yakasını düzeltiyordu. Kışın gelmesiyle havalar gerçekten bayağı soğumuştu.
Zindanın taş basamaklarından yukarıya çıkıp Giriş Salon'una yöneldi. Büyük kapıdan dışarıya çıkarken bembeyaz olmuş bahçeyle karşılaştı. Dün gece aralıksız kar yağmış, her taraf beyaza bürünmüştü ancak şu anda yoğun kar yağışı biraz durmuştu.
