16 ➤ İtiraf

1.3K 131 38
                                    

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

James'in büyük bir tiksintiyle kurduğu bu cümleden sonra Lily, dolan gözlerini kırpıştırarak üzgün bir ifadeyle, "James..." diye mırıldandı. "Açıklayabilirim, lütfen beni dinle." James'in elini tutmak için hâmle yaptı ancak James bir adım geriledi. "Hiçbir şey göründüğü gibi değil, yemin ederim!"

"Ne saçmalıyorsun?" James'in gözlerinde, beş dakika önceki ifadelerden eser yoktu. Lily'e sevgiyle bakıyordu, mutlulukla bakıyordu, aşkla bakıyordu. Şimdi bu duyguların biri bile yoktu yüzündeki ifadede. Saf öfkeydi.

"Beni dinle—"

Emily, daha fazla bu anlara katlanamayacağını anladığında, "Dinleyecek ne var ki?" diye sordu soğukça. "James sadece bir rüyanın içindeydi. O rüyanın baş rolü her ne kadar sen olsanda James rüyadan uyandı ve onun yanında yalnızca ben varım, sen değil."

"A-ama..."

Lily tekrar konuşmaya çalıştığında Emily, James'in elinden tutarak onu kapıya doğru sürükledi. Şu anda duymak istediği son ses Lily Evans'ın sesi bile değildi.

Kapıyı açıp derslikten çıkarlarken James sessizdi. Ne bir şey söylüyor ne de bu konu hakkında sorular soruyordu; yalnızca Emily'nin tuttuğu eliyle onu yönlendirmesine ayak uyduruyordu.

Koridorda ilerlediler sessizce, merdivenlerden indiler; bahçeye çıktıklarında rüzgâr sertçe yüzlerine vurdu. Emily'nin adımları duraksadığında James de durdu, elleri hâlâ birleşikti. Bir rüzgâr daha estiğinde kızın saçları geriye doğru savruldu, güzel kokusu bir adım arkasındaki çocuğun ciğerlerine doldu.

Emily, dudaklarını sertçe birbirine bastırarak James'in elini daha sıkı tuttu ve tekrar yürümeye başladı. Hâliyle James de peşinden ilerledi.

İkisi de nereye gittiklerini bilmiyordu. James yalnızca Emily'i takip ederken Emily hislerini takip ediyordu. Ve hisleri ona buradan uzaklaşması ve yalnızca onunla baş başa kalması gereken bir yerde bulunmalarını fısıldıyordu.

Köprüyü aşıp Hogwarts'ın arazisinin etrafından dolandılar ve Yasak Orman'nın yakınlarına geldiler. En sonunda Emily yürümeyi kestiğinde elini de James'in elinden kurtardı, ona sırtını dönerek öne doğru birkaç adım attı ve beceriksizce yüzünü sıvazladı.

"Şu anda kafam hiç olmadığı kadar karışık..." diye mırıldandı James dolgun dudaklarında dilini gezdirerek. "Ama anladığım bir şey varsa..." Yutkundu. "Seni kırdım, öyle değil mi?"

Emily, başını iki yana sallayarak ellerini yüzünden çekti ve yavaşça bedenini ona döndürdü. Onun buz mavisi gözleri, ela harelere değince soğuk havaya rağmen ısındığını hissetti. "Seni suçlamıyorum," dedi sadece.

Querencia | James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin