1 Eylül 1973'den beridir kullanılmaya başlanılan yöntem, Gryffindor ile Slytherin arasındaki buzları eritmeyi biraz da olsa amaçlıyordu. Her pazartesi Büyük Salon'da bir kura çekilir ve son üç sınıf arasından rastgele düşman binaya mensup iki öğrenc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
Saatler akşam beşi gösterirken Hogwarts'da tatlı bir telaş vardı. Saat sekizde başlayacak olan Kış Balosu için herkes kıpır kıpırdı. Kimileri erkenden hazırlığı devam eden Büyük Salon'a inip etrafı inceliyor, kimileri de şimdiden hazırlanmaya başlıyordu.
Emily de hazırlananlardan biriydi çünkü içinden bir ses balonun çok güzel geçeceğini söylüyordu.
Banyonun aynasını kaplamış buğuyu eliyle dağıtarak ıslak yüzeydeki yansımasına baktı. Biraz önce banyodan çıkmış, bordo bornozuna sarınmıştı. Her zamankinden farklı görünüyordu aynadaki yansıması çünkü birkaç güzellik iksiri kullanmıştı.
Cildini daha sağlıklı ve saçlarını daha canlı gösteren iksirler sayesinde güzel görünüyordu. Yansımasına ufak bir gülücük göndererek bedenine sardığı bornozuyla banyodan çıkıp odasına girdi.
"Sonunda çıktın!" Kapıyı açar açmaz Roxy'nin onu itip banyoya girmesi bir olmuştu. Eh, yirmi dakikadır Emily'nin banyodan çıkmasını bekleyen birine göre oldukça sakindi.
Kendi kendine gülüp başını iki yana sallayarak ellerini bornozunun kuşaklarına attı. Fakat tam bu sırada komodinin üzerindeki asasının yere düşmesiyle kaşlarını çatarak gözlerini oraya dikti.
Kısık sesle "Siktir." diye fısıldamıştı birisi ama Emily sessiz odada onu rahatça duyabilmişti. Mavi gözlerini bıkkınlıkla devirerek kollarını göğsünde bağladı ve bakışlarını komodinin olduğu kısma dikti. "James Potter. Burada olduğunu biliyorum."
Homurdanarak üzerindeki Görünmezlik Pelerini'ni çekti James. "Ortak salona girmeyi nasıl başardın?" diye sordu Emily. James gözlerini ona diktiğinde ve daha sonra aşağılara baktığında üzerinde yalnızca bir bornoz olduğunu hatırladı.
"Pelerin'le giremeyeceğim yer yok." dedi sadece ve Emily'e doğru adımladı. Ela gözlerindeki yoğun bakışlar kızın bedeninde küçük bir tura çıkmıştı. "Balodan önce seni görmek istedim."
"Daha hazırlanmadım bile." Sesi olduğundan kısık çıkınca boğazını temizledi Emily. "Akşamı beklemen lazım James."
"Ya da sen hazırlan ve ben izleyeyim?" dedi James sorarcasına. Bir adım daha yaklaştı ona ve sağ elini kaldırıp kızın beline yasladı. Bornoz, kızın sıcak teniyle bütünleşince nemlenmişti. "Nasıl fikir?"
"Bu oda bana ait değil. Diğer kızlar da hazırlanacak ve onları görmeni istemem." Emily de kollarını kaldırıp James'in boynuna doladı ve başını yana eğdi. "Oda benim olsaydı, belki..."
