4 ➤ İntikam

2.5K 210 45
                                    

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

James şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı ve aniden kafasını Emily'e çevirdi. "Ne dedin?" diye sordu, aslında ne dediğini çok iyi duymuştu ancak duyduğu şeyden emin olmak zorundaydı.

Emily gözlerini kaçırarak ellerini kucağında birleştirdi. "Aslında..." Derin bir nefes vererek başını eğdi. "Neyse - boş ver, saçma bir şeydi."

James alt dudağını ağzına doğru kıvırarak dişlerini batırdı ve birkaç saniye Emily'nin yüzüne baktı. "Pekâla..." Önüne dönerek gözlerini duvara çevirdi.

Emily'nin ilk dediğini gayet doğru anlamıştı fakat bundan emin olmak için ne dediğini sorduğunda Emily saçma bir şey olduğunu söyleyerek James'i geçiştirmişti. Ama neden? James'in kaşları huzursuzca çatıldı. Aklında cevapsız sorular olunca kendisini oldukça rahatsız hisseden biriydi o.

Acaba vazgeçip yanına Emily'i davet etse çok mu yanlış anlaşılırdı? O James'in yanına gelmek istediğini söylediğinde nasıl James onu yanlış anlamadıysa, James onu yanına davet ettiğinde de yanlış anlamazdı. Sonuçta bu konuyu başlatan oydu.

Belki de Emily biraz önce gördüğü kabusun etkisinde kalmış ve yalnızca sığınacak birilerini istemişti yanında. Tipik Slytherin, diye düşündü James gözlerini kısarak. İhtiyaçları olduğunda masum rolü ile kandırıp elde eden ve işleri bittikten sonra onları çöp gibi atan tipik bir Slytherin.

Ama ya gerçekten yanında birine ihtiyacı vardıysa?James tekrar kaşlarını çattığı sırada birinin ona yüksek sesle adını seslenmesiyle irkildi. Emily'nin hemen yanında olduğunu görünce şaşkınlıkla ona baktı.

"Aklın nerede senin? Dakikalardır sana sesleniyorum." Emily kollarını göğsünde bağlamış, hemen James'in başında tepeden ona bakıyordu. Yüzünde bir sırıtış oluştu. "Yoksa Evans'ın herkesin içinde seni aşağıladığı ânı mı düşünüyorsun, Potter?"

James öfkelenerek kaşlarını çattı. "Bundan sana ne?" diye sordu buz gibi bir ifadeyle. "Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma Weaver, yoksa o küçük burnunu kurtaramazsın..."

Emily kaşlarını çatarak siyah saçlarını omzularından arkaya savurdu. "Bu bir tehdit mi, Potter?" diye sordu tek kaşını kaldırarak. "Eğer bu bir tehditse, hiç ciddiye almadığımı bilmeni isterim." Kıkırdayarak arkasını döndü ve arka sıraya doğru yürümeye başladı.

"Hey!" diye seslendi James sıradan ayağı kalkarak. Emily durup sorgularcasına ona döndüğünde James hızlı adımlarla kıza yaklaştı. "Komik olduğunu mu sanıyorsun, Weaver?" dedi James yüzünü kızın yüzüne yaklaştırarak. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Emily şaşkınlıkla gülerek yüzünü buruşturdu ve "Bir şey yapmıyorum, Potter. Neyden bahsediyorsun?" diye sordu.

James, tehditkâr bir ifadeyle yüzüne yaklaştı. "Odaya ilk girdiğimizde de bu konuyu açtın, şimdi de... Amacın ne? Sürekli bundan bahsedip beni üzebileceğini mi sanıyorsun ya da kalbimin acıyacağını?" Dişlerini birbirine kenetleyerek Emily'nin yüzüne sertçe bakmaya devam etti. "Ben Slytherinli birinin yaptığı hiç bir boktan etkilenmem, Weaver. Beni üzemezsin, kalbimi acıtamazsın ve aklımı bulandıramazsın."

Querencia | James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin