─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
"Dün derse girmediğine inanamıyorum! Profesör McGonagall çok sinirlendi. Kesinlikle sana ceza verecek." diyen Roxy, yanında hızlı adımlarla yürüyen Emily'e yetişmeye çalışıyordu. "Hey, beni duyuyor musun? McGonagall sana ceza verecek diyorum! Dua et de binadan puan kırmasın!"
Emily yürümeyi kestiğinde Roxy de nefes nefese durdu. "Ceza vermesi sorun değil. Binadan puan kırması ise hiç değil. Sayemde giden puanları geri toplayabilirim."
Ve tekrar yürümeye başladığında Roxy kaşlarını çatarak peşine takıldı. "Dünden beri sen de bir tuhaflıklar var," dedi düşünceli bir sesle. "Her şey yolunda mı?"
Beşinci katın merdivenlerinden çıkarlarken, "İnan bana, artık her şey yolunda," dedi Emily belli belirsiz sırıtarak.
Roxy tam bir şeye söylemeye hazırlanacakken Profesör McGonagall ile Lily Evans'ı fark etti. Emily'nin de gözleri ikisine dönerken sessizce yanlarından ilerlemeye başladılar. İkisi de oldukça gergin görünüyordu, Evans jest ve mimiklerini oldukça belirgin bir şekilde kullanarak kadına hızlı hızlı bir şeyler anlatıyordu.
"Size yemin ediyorum, efendim, gördüğüm bir hayal değildi!" diyordu Lily Evans ikna edici bir sesle. Buna rağmen McGonagall'ın yüzünde ona inanmadığını belirten bir ifade vardı. "Oradaydı, ormandaydı! Üzerime atladı ve beni sürükledi. Kükreyişi bile hâlâ kulaklarımda. Lütfen bana inanın!"
"Bakın, Bayan Evans," diyerek boğazını temizledi McGonagall. "Yasak Orman'da bulunan tüm hayvanların ve sihirli yaratıkların kayıt listesi elimizde bulunmakta. Ve hiçbir şekilde bunların arasında siyah, devasa ve mavi gözlü bir panter yok!" McGonagall sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldı. "Şoka uğradığınızı görebiliyorum. Ama bir panter ile karşılaşmanız mümkün değil."
"Ama, efendim—"
"Üstelik ders saatinde sınıfta değil de Yasak Orman'da bulunmanız çifte bir suç." dedi McGonagall onun sözünü bölerek. "Bunun için ne yazık ki size ceza vermek zorundayım. Akşam yemeğinden bir saat önce odamda olursanız çok iyi olur."
McGonagall, son sözlerini söyledikten sonra arkasından bir şeyler söylemeye devam eden Lily Evans'ı umursamadan kalabalık öğrenci gruplarının arasında ilerlemeye başladı.
"Delirmiş bu." Roxy, arkasına bakmayı keserek başını önüne çevirdiğinde Emily kıkırdadı. "Yasak Orman'da panterin ne işi var? Bu tip hayvanlar burada yok diye biliyorum."
Emily keyifli bir ifadeyle dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. "Haklısın. Yasak Orman'da panter yok. Bana kalırsa, bu sadece ilgi çekmek için uydurduğu aptalca bir hikaye."
Roxy, gülerek saçlarını geriye attığında gözleri çok kısa bir an arkaya kalıyor. "Hey, bu Potter—"
İkisi birlikte yürümeye devam ederken ansızın bir el Emily'nin kolunu kavradı ve onu peşinden sürüklemeye başladı. Arkalarında kalan Roxy "Hey!" diye seslensese de bu bir işe yaramamıştı.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Emily, kolunu James'in elinden çekmeye çalışarak.
"Sen aklını mı kaçırdın?" dedi James, Emily'nin aksine öfkeli bir ifadeyle. Kızı iyice kendine çektiğinde sesini alçaltarak, "Evans'ın tüm okula yaydığı şeyi duydum." dedi.
"Yani?" dedi Emily tek kaşını kaldırarak. "Bu aptalca mevzu yüzünden kolumu sıkarak canımı yakıyorsun ve biraz daha buna devam edersen yarın tüm okul senin moraran gözün hakkında konuşmak zorunda kalacak."
James, Emily'nin kolunu sıkmayı bıraktı ama gevşekçe tutmaya devam etti. "Üzgünüm." dedi hızlıca. "Ama, sen aklını mı kaçırdın Emily? Ormanda animagusa dönüşüp cidden Evans'a mı saldırdın?"
"Öncelikle şunda bir anlaşalım," diyerek kolunu sertçe James'in elinden çekti ve yürümeyi bırakarak olduğu yerde durdu. "Karşında küçük bir çocuk yok. Benimle düzgün konuş."
James, parmaklarını dağınık saçlarının arasına sokarak kuzguni tutamları çekiştirdi. "Animagus olmayı da bu yüzden istedin, değil mi?" diye sordu aklına gelen şeyle duraksayarak. "Tabii ya. O balo gecesinden sonra Evans için hiçbir şey söylemediğinde anlamalıydım sinsi planlar kuracağını. Aslın bir Gryffindor olsa da Slytherin'lilerle birlikte büyüdün, sinsilik konusunda eline su dökemezler."
Cümlesini bitirir bitirmez duraksayarak kaşlarını çattı James. Emily'nin gözlerindeki ifade onu anında pişman etmişti.
Küçük bir alkış tuttu Emily. Alkış sesi boş koridorda yankılandı. "Bravo." dedi sessizce. "En ufak bir hatamda hayatımdaki pis şeyleri yüzüme vur, James, bravo. Bir sonraki hatamda beni neyle suçlayacaksın? Nasıl bir aileden geldiğimi mi?"
"Emily... Ben— ben öyle demek istemedim." dedi James ona doğru elini uzatarak. Emily bir adım geriye gittiğinde kolu boşluğa düştü. "Özür dilerim. Yemin ederim beni yanlış anladın!"
"Hep öyle demezler mi zaten?" dedi Emily titreyen dudaklarını yalayarak. "Ağızlarına geleni söylerler. Sonra da beni yanlış anladın derler." Gülümsemeye çalışarak omuz silkti. "Ama beni yanlış anladığıma inandıramadın James."
James dudaklarını aralamıştı ki Emily onun bir şey söylemesime fırsat vermeden arkasını döndü ve hızlı adımlarla yanından uzaklaşmaya başladı. "Emily!" diye seslendi arkasından James. Koşar adımlarla kızın peşinden ilerlemeye başladı.
"Özür dilerim!" dedi James, Emily'i kolundan tutup kendisine çevirirken. Emily'nin yaşlarla parıldayan gözlerini gördüğünde kendine edebileceği en ağır küfürü etti içinden.
"Bir keresinde bana artık kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim demiştin." diye fısıldadı Emily elinin tersiyle akan gözyaşını sertçe silerek. "Ama sen beni incitirken, nasıl başkalarının beni incitmesine engel olacaksın?"
Bu cümleyle James adeta olduğu yere çakılırken Emily bundan faydalanarak kolunu elinden kurtardı ve arkasını dönerek hızlıca yanından uzaklaştı.
Onun arkasından aval aval bakmaktan başka hiçbir şey yapamayan James, gözünden damlayan yaşı sertçe silerken, "Senin ağzının ayarını sikeyim." diye mırıldandı.
Pişmanlık, damarlarında akan kan gibi tüm bedeninde gezinmeye başlamıştı.
.·:*¨༺ ༻¨*:·.
PUHAHAHAHHSBEJDN
Ay bana psikopat diyeceksiniz ama bölümü yazarken inanılmaz bir zevk aldım
Şu satırları bile sırıtarak yazıyorum yani o derece keyifliyim
Son üç bölüm kalmış finale ben yine yaptım yapacağımı
Amaaaan dert etmeyin asklarim. Bu iş bende
Barıştırması, küstürmesinden daha zevkli ;)
marcelinedreamss | 05.09.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia | James Potter
Fanfic1 Eylül 1973'den beridir kullanılmaya başlanılan yöntem, Gryffindor ile Slytherin arasındaki buzları eritmeyi biraz da olsa amaçlıyordu. Her pazartesi Büyük Salon'da bir kura çekilir ve son üç sınıf arasından rastgele düşman binaya mensup iki öğrenc...