1 Eylül 1973'den beridir kullanılmaya başlanılan yöntem, Gryffindor ile Slytherin arasındaki buzları eritmeyi biraz da olsa amaçlıyordu. Her pazartesi Büyük Salon'da bir kura çekilir ve son üç sınıf arasından rastgele düşman binaya mensup iki öğrenc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
Lily Evans, parmakları arasında sıkıca kavradığı kağıt parçasını okurken kalbi hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu. Yanakları heyecandan saçlarıyla aynı renge bürünmüş, dudaklarında şapşal bir gülümseme belirmişti.
Sihir Tarihi'nden sonra benimle Yasak Orman'da buluş.
-James Potter
Bu yedi kelime, tek cümle onu darmaduman etmeye yetmişti. Başını yana çevirerek iki sıra ötesinde oturan gözlüklü oğlana baktı. Sonra da onun yanında oturan mavi gözlü kıza. Ders Slytherin ile ortaktı ve ilk defa ikisinin yan yana oluşu onu öfkelendirmiyordu.
Emily Weaver'ın buz gibi gözleri ona dönünce dudaklarına sinsi bir sırıtış yerleştirdi ve küçük kâğıt parçasını katlayarak cüppesinin cebine koydu. Daha sonra da dirseğini sıraya dayayarak çenesini avucuna yasladı ve yüzünden silinmeyen gülümseme ile Profesör Binns'i dinlemeye başladı.
─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
Ders bittiğinde ve kimseye söylemeden apar topar okuldan ayrıldığında elindeki notu tekrar tekrar okuyordu Lily. Bu bir rüya olabilir miydi? James neden onunla buluşmak istiyor olabilirdi ki?
Belki de ona olan duygularını bastıramamış ve Emily Weaver'ı terk ederek geri ona dönmek istemişti.
Bu ihtimal onu heyecanlandırdı ve bu adımlarının hızlanmasına neden oldu. Yasak Orman'a ilerlerken çoğunlukla kullanılan patikadan ilerliyordu. James'in onu koskoca Yasak Orman'da bulması zorlaşmasın diye fazla uzaklaşmayacaktı.
Olabildiğinde Hagrid'in kulübesinden uzakta ilerledi. Eğer adam onu görürse ormana gitmesine engel olurdu, üstelik ceza da alabilirdi. Bu yüzden dikkat çekmemeye çalışarak ormana girdi ve bir ağacın önünde durarak etrafına bakındı.
Kimsecikler yoktu. Belli ki James henüz gelmemişti.
Çantasını omzundan alarak yere bıraktı ve sırtını ağaca yaslayarak heyecanla beklemeye koyuldu.
Ansızın gök gürleyince istemsizce dikleşti ve bakışlarını ağaç dallarının arasından gökyüzüne çevirdi. Birkaç gündür hava bulutlu ve yağmurluydu. Bu sabah güneş açmıştı ancak öğlene doğru tekrar gri bulutlar gökyüzünü sarıp sarmalamıştı.
Lily bir an endişelendi. Ya James gelmeden yağmura yakalanırsa? Bu hiç iyi olmazdı. Keşke okulda, kimsenin olmadığı bir yerde buluşsaydık, diye düşündü dudaklarını büzerek. En azından yağmur altında kalmazlardı.
