1 Eylül 1973'den beridir kullanılmaya başlanılan yöntem, Gryffindor ile Slytherin arasındaki buzları eritmeyi biraz da olsa amaçlıyordu. Her pazartesi Büyük Salon'da bir kura çekilir ve son üç sınıf arasından rastgele düşman binaya mensup iki öğrenc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───
"İkinizin de canı cehenneme domuz suratlılar!"
Emily, tavanı ile bakışırken teninden akan su damlacıkları yatağının örtülerine damlıyor ve her tarafı ıslatıyordu. Sinirli bir solukla yattığı yerde doğrularak ıslak yüzünü sıvazladı ve üzerindeki örtüyü kenara çekerek çıplak bacaklarını yataktan sarkıttı.
Ne mi oldu?
Emily'nin sinir bozucu ikiz kuzenleri Kate ve Anna, ilk şakalarını yapmak için hiç üşenmeden sabahın köründe kalkmış ve gizlice Emily'nin odasına girerek Aguamenti büyüsü ile onu güzellik uykusundan uyandırmışlardı.
Rüyalarını bölen ve onu deliksiz uykusundan uyandıran sularla birlikte yeni bir sabaha gözlerini aralayan Emily, sinirden çığlık atmaktan kendini zor alıkoymuştu. Diğer iki kız ise yaptıklarından son derece memnun bir hâlde kahkahalarla kendi odalarına dönmüşlerdi.
Emily, oda arkadaşı Roxy Maddox'un yatağına ilerleyerek komodinin üzerinden kızın saatini aldı. Saatin kaç olduğuna baktığında gözleri dehşetle aralandı. "Altı mı?" diye mırıldanarak saati tekrar komodine bıraktı. "Domuz suratlılar..."
Derin bir nefes alarak dolabına yöneldiği esnada Roxy'nin homurtusunu duydu. "O aptal kuzenlerin sabahın köründe tüm yatakhaneyi uyanırdı, Emily. Ya şunlara akıllanmaları gerektiğini söylersin ya da ikisini de çok fena yapacağım."
Emily, dolabından iç çamaşırlarını, formalarını ve havlusunu alırken Roxy'nin dediklerine alayla güldü. "Onların akıllanması için doğaüstü bir mucize lazım." dedikten sonra giyisileriyle birlikte banyoya ilerledi.
Sabahın altısında duş almak her ne kadar mantıksız olsa da Emily ancak böyle kendine gelebilirdi. Eğer deliksiz uykusundan uyanırsa bir daha tekrar uyuyamama gibi saçma bir özelliği vardı.
Giyisilerini dolabın üzerine bırakarak havlusunu kenardaki demir askılığa astı ve duş kabinin perdesini çekerek sıcak suyu açtı. Su, tepedeki fıskiyeden boca ederken o yavaşça soyunmaya başladı.
On beş-yirmi dakikanın sonunda sıcacık bir duşun ardından havlusuna sarındı ve aynanın önüne geçti. Buharlaşan aynanın üzerinde parmaklarını gezdirdikten sonra kendisiyle göz göze geldi. "Bu günde mükemmelsin..." diye mırıldandı kendi kendine ve aynadaki yansımasına gülümsedi.
Hızlıca iç çamaşırlarını, ardından gömleğini ve eteğini giyindi. Ocak ayı tüm soğukluğuyla onlara davetkâr bir giriş yaptığından dolayı Emily, bacaklarını ikinci bir deri gibi saran siyah, kilotlu bir çorap giyinmişti. Kıravatını gevşekçe bağladıktan sonra kışlık cüppesini üzerine geçirdi ve havlusuyla birlikte banyodan çıktı.
