43.BÖLÜM

1.2K 74 7
                                    

Berra ağlamaktan helak olmuştu, etraf çok karanlıktı . Elleri ayakları ve ağzı bağlıydı, ne kadar uğraşsa da ellerini hala çözememişti. Saatin kaç olduğunu bilmiyordu , boran ve barış beni çok merak etmişlerdir diye geçirdi içinden.

Kocasının onu kurtaracağından emindi ama ya ailesine zarar vermeye çalışıyorlarsa, berra işte o zaman napıcaktı. Barış evdeydi ama onu koruyacak biri varmıdır yanında diye düşündü.

Abisi yine yapmıştı yapıcağını , saatlerdir tek başına bu karanlık odadaydı. Kimse gelip gitmiyordu yanına , delirecekti artık düşünmekten neredeydi şuan .

Berra bütün gece uyuyamamıştı, sabahın ilk ışıklarıyla yorgunluktan ve ağlamaktan bedenini uykuya teslim etmişti.

Bedir odasında oturmuş kolunda ki saati gözlüyordu. Serra nın bahsettiği uçuruma berra'yı götürecekti. Berra'yı yakınlar da izbe bir eve bırakmıştı, kurtulup kaçamayacağını düşündüğü için kapıya adam dikmemişti.

Babası erken çıkmıştı işleri toparlamaya çalışıyordu. Son zamanlarda işleri kötüye gidiyordu bunun suçlusu berra idi. Berra evlendikten sonra boran herşeyi öğrenmiş ve bizde intikam almıştı ,işlerimizi baltalamıştı yetmedi kaza yapmamızı sağlamıştı. Bedir emindi araba kazasını boran ağa ayarlamıştı. Bunun hesabını elinden herşeyi alarak soracaktı ona.

Bedir daha fazla bekleyemedi ve konaktan çıktı. Gidip berra'yı bıraktığı izbe evden alsa iyi olucaktı. Berra hanımın yetişmesi gereken bir ölüm randevusu vardı , geç kalmasını kimse istemez diye geçirdi aklından.

Arabasına bindiği gibi yola çıktı bedir. Berra'yı bıraktığı evin köy yoluna girince , düzgün olmayan yolda arabanın altı taşlara vuruyordu. Çok geçmeden evin önüne gelmişti. Arabadan inip etrafı kolaçan etti, onu takip edebilirlerdi.

Sonra aklına berra nın kaybolduğunu kimsenin bilmediği aklına geldi ve kahkaha attı. Evin kapısı zincirle kilitliydi cebinden asma kilidin küçük anahtarını çıkardı ve kilidi açtı.

Eve girdiği gibi alt katta ki kilere yöneldi. Berra kolay lokma bir kız değildi o yüzden kaçabileceğini düşünmüş ve kilere kilitlemişti abisi berra'yı. Kilerin dışardan sürgülü kilidini açıp kilerin lamba sını açtı.

Berra sandalyede iki büklüm uyuyordu. Saçı dağılmış , makyajı akmış perişan bir haldeydi. Bedir biraz olsun kardeşine acıması gerektiğini düşündü ama hemen vaz geçti, herkez cezasını çekmeliydi ona göre. Bedir daha fazla beklemeden berra nın yanına gidip sarsarak uyandırdı.

Berra sarılmanın verdiği korkuyla bağırarak uyandı. Karşısında abisini görmesiyle, ağzında bağlı olan beze rağmen çığlığı bastı.

Abisi eliyle berra nın ağzını kapatıp "istediğin kadar bağıra bilirsin burada seni kimse duymaz ama yinede bağırıp benim başımı ağrıtma tamam mı güzel kardeşim. "

Bedir berra'yı çekiştirerek kaldırdı ama berra'nın ayakları da bağlı olduğundan ileri adım atamadı. Bedirin çekmesiyle berra yere düştü. "Salak ya daha yürümeyi bile beceremiyorsun ". diyerek dalga geçti. O sırada bedirin arkasında siyah bir gölge belirdi. Berra arkadaki gölgeyi görünce derin bir oh çekti sonunda onu bulmuştu.

Bedir beline dayanan silahla olduğu yerde arkasını döndü. Burnuna inen kafa darbesiyle berra nın yanına düştü . Berra tahmininin doğru çıkmasıyla , ağzı bağlı olmasına rağmen çığlık attı. Berra'nın sevinci ve mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

Boran gelmişti onu bulmuştu, boran berra'yı belinden çekip kaldırdı. Berra boranın dibindeydi, duyduğu sözlerle ne diyeceğini bilemedi." iyi misin, özür dilerim yavrum." Hem iyi olduğunu söyleyip boran'ın endişelenmesini istemiyordu hemde gerçekten iyi olmadığını söylemek istiyordu. Neden özür dilemişti berra anlayamadı.

MARDİN'Lİ İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin