9.Bölüm(Gerçekler)

5K 166 0
                                    

Merdivenlerden inen buğra abimi gördüm yine çok yakışıklı koyu lacivert takımının içinde.yanında yengem arkasından iki dünya tatlısı çocukları.

Buğra abimle göz göze geldik. Kaşları çatıldı,beni gördüğüne sevinmedi galiba. Yeğenlerim sevgi ve selim koşarak yanıma gelip hala diye bacaklarıma sarıldılar.

Bende onlara sarıldım başlarından öptüm, beni bir tek onlar özlemiş. Abimm bile bana yabancı gibi bakıyor. Beni canı gibi gören abim, bana kötüymüşüm gibi bakıyor. İçim parçalandı ailemin beni dışlaması umrumda bile değil ama abim.

Çocuklardan ayrıldım abime doğru iki adım attım. Dudaklarımdan çok zayıf bir ses çıktı"abimm".

Salonun kapısında Bedir belirdi. Onun bağırmasıyla kendime geldim. Buraya niye geldiğimi hatırladım,hesap verecek.

Bedir bağıra çağıra aşağı indi önümde durdu. "Ne yüzle buraya gelirsin sen köpek" ben mi? Tamam Bedir beni sevmez ama ben bunu haketmedim.

Kolumdan tuttu, kapıya doğru itti beni "sen bizim yüzümüzü yere eğdirdin. Ailemizin yüz karası. Nasıl kudurduysan artık. Kardeşinin yerine evlendin sen. Kardeşim dediğinin kocasına göz koydun. Defol git buradan yoksa seni doğduğuna pişman ederim. Anladın?"

Bedir bana hakaret ederken sesine tüm konak avluya çıkmıştı. Babam, anam, yengelerim, yeğenlerim, hizmetliler ve tabi ki SERRA.

Bedire iki adımda yaklaştım yüzüne okkalı bir tokat yapıştırdım. Tokatı yemesiyle kafası yana eğildi. O kim oluyor." asıl sen kim köpeksin ki bana bu lafları ediyorsun." Buğra abim yanımıza gelmiş çoktan, babam da aşağı iniyor merdivenlerde. "senin konuşmaya bile hakkın yok. Başıma ne geldiyse sen ve Serra yüzünden geldi. Ben mi kudurmuşum ,sen kudurmuşsun ki gittin o kızı kaçırdın. Birde karşıma geçmiş konuşuyorsun, adam mısın sen be ha adam mısın. Sizden nefret ediyorum. Hayatımı kararttınız." Serra ya döndüm "in aşağı çabuk benim hakkımda ne yalanlar söylediyse hepsini duymak istiyorum, in aşağı serra" sesim yarına kısılacak kesin.

Babamın yüzüne baktım, yorgun duruyordu. Yanına gitmek için hareket ettim ama bedirin kolumu tutmasıyla durdum. "Uzak dur yetmedi mi rezilliklerin. Babam kimsenin yüzüne dahi bakamıyor." kolumu kurtardım elinden. "sana karışma dedim otur dinle sadece" gözlerimden alev çıkıyordu. Korktu biraz, biliyor tabi benim deli olduğumu.

Babamın önünde durdum gözlerimi gözlerine diktim. "Serra size ne anlattı az çok öğrendim Buğra abimden ve boran ağadan." serraya sen bittin bakışı attım. Serra koşarak yanıma geldi. "ne saçmalıyorsun ben doğruları söyledim, sen demedin mi boran ağa ya aşığım, evlenme onla, ben onsuz yaşayamam, eğer sen evlenirsen intihar ederim. Ben ben mecburiyetten sana tamam dedim. Kardeşime bişiy olmasın diye." ağlamaya başladı, nasıl yalanlar bunlar. Şimdi aklım başıma geliyor. Keşke kına gecesi kaçtı diye ortalığı ayağa kaldırsaydım. Salağım ben malım.

Serraya bakıp gülmeye başladım." sen yalancı kaltağın önde gidenisin. Senin gibi kardeşim olmasaydı keşke. Senin oyununa kanmasaydım keşke. Süzme salağım ben"

Serra babama dönüp"baba inanma ona ben doğruları söyledim, o bana iftira atıyor. Suçunu benim üstüme yıkmaya çalışıyor. İnanmayın ona yalancı o"bak sen şuna bittin sen.

Cebimde ki mektubu çıkarıp, havada salladım. "Bana inanmayan güvenmeyeni ben kendimi akladıktan sonrada ben ona inanmam güvenmem. Ben her zaman yaptığım yanlışın arkasında dururum. Bunu en iyi sen bilirsin baba. Ben yalan söylemem" iki adım geri gidip abime baktım, donuk bakıyor. Yüzünden bişiy anlaşılmıyor. "abi her zaman bana güven benim sana güvendiğim gibi." dedim.

Her şey buraya kadar "Serra size yalan söyledi ben o boran denen şizofren ağaya aşık falan değilim. Serra evlenmek istemediği için benim iyi niyetimi kullandı.

Serra ben sana her zaman arka çıktım ama senin bana ihanet edebileceğin bir şey yapmadım. Sen suç işlediğinde sen azar işitme alışık değilsin diye ben atardım kendimi ortaya.

Sen hep benim iyi niyetimi sömürdün ama bu çok fazla bu son yaptığını kabul edemem. Serra selimi seviyor şu maraba olan selimi. Kına gecesi selimle evden kaçtı bana da bu mektubu bıraktı. Anama da benim Sedef ablalara gidiceğimi söyledi. Böylece ortadan birimiz kaybolduğunda kimse sormadı." Mektubu çıkardım okumaya başladım.

MEKTUP
Berra kardeşim;

Çok üzgünüm sana bunu yapmak istemezdim ama, yapamam evlenemem o adamla. Benim sevdiğim var kardeşim onu sırtından bıçaklıyamam. Boran ağanın koynuna girmek, yatağını ısıtmak, her sabah başka başka insanların yüzünü görmek istemiyorum. Ben sabah sevdiğimin koynunda uyanmak, sabahları kahvaltı hazırlamak, işine mutlu göndermek, geceleri onun beni ısıtmasını, çocuğunu doğurmak istiyorum.

Canım kardeşim, affet beni senin canını yakmak istemezdim. Bu yaptığım için beni hiç bir zaman affetmiyeceğini biliyorum ama beni ve sevdiğimi öldürmek istemiyorsan.

Yatağın üstünde ki bindallıyı giy ve aşağıda benim yerime kınayı yaktır. Bu düğün bitene kadar ben sevdiğimle uzaklarda olucam. Düğün bittikten sonra eve dönücem ve sevdiğim beni babamdan istiycek.

Eğer benim ölmemi istiyorsan Boran ağaya benim kaçtığımı söylersin ama tek isteğim bunu yapmaman. Benim yerime o adamla evlen berra...

Anneme senin kınadan sonra bir iki gün sedef ablamlarda kalıcağını söyledim. Yani benim ortadan kaybolmam hiç kimsenin dikkatini çekmiyecek. Daha sonra da ailemize benim yerime senin evlenmeyi kabul ettiğini söyleyeceğim, Lütfen berra lütfen. Çok üzgünüm

kardeşin Serra 😢

Serra ya doğru gittim, tokat attım mektubu yüzüne fırlattım. "keşke o gece boran ağaya senin selim ile kaçtığını söyleseydim de geberseydin. Siz benim hayatımı mahvettiniz, her şey senin yüzünden o pislik ağa bozuntusu yüzünden nefret ediyorum hepinizden." babam başını öne eğmiş gözünden yaşlar döküyor. Anam Serra ya sarılmış onu koklayıp öpüyor. Şuan benim iktiyacım var sarılmaya. Ğözlerimden sel oldu yaşlar dökülüyor ama bana bakan yok.

Buğra abime baktım gözleri yaşlarla dolmuş, şimdi bana şefkatle bakıyor. Yanıma gelip sımsıkı sarıldı bana, kokusunu son defa içime çektim. Seni çok seviyorum abicim diye fısıldadım.

Babamın yüzüne baktım"beni bir daha göremeyeceksiniz, hayatınızdan sonsuza kadar çıkıyorum. Bu konaktan da bu şehirden de. "buralardan gidicem hiç kimse umrumda bile değil. Kendime yeni bir hayat kurcam ve sadece kendimi önemsiycem bencil olucam.

Abimin kollarından çıktım, babamın yanına gidip elini öptüm. Arkamı dönmemle boran ağayı gördüm. Kıpkırmızı olmuş gözleri, çatık kaşları ve yumruk yapmış elleriyle. Kızgın boğa gibi bana bakan adamı gördüm.

MARDİN'Lİ İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin