41.BÖLÜM

1K 65 9
                                    

Serra bir aydır saklanıyordu planını uygulayacagı günü bekliyordu. Herşey hazırdı bütün planı tıkır tıkır işlerse yakında berra dan kurtulmuş olucaktı.

Boran'ın karısı olarak yeni yaşamına başlayacak ve miroğlu konağının hanımağası . Şimdi tek yapması gereken sabırla beklemek olucaktı.
Berra'nın kaderi ne kadar kötüymüş .

Bir hafta sonra ;

Konakta hazırlıklar hızla devam ediyordu , berra eksik gedik varmı diye son kontrolları yapıyordu , eksiğin olmadığına karar verince çocuklara bakmak için yukarı çıkmaya karar vermişti.  Yukarı çıkıp çocukların odasına girdi, selim ile sevgi boyama yapıyorlardı , barış da elinde ki telefonda çizgi-film izliyordu.

Kim verdi bu telefonu bu çocuğun eline , yanına gittim "bebeğim sıkılmadın mı telefona bakmaktan hadi gel oyun oynayalım." Barış annesinin sesiyle kafasını telefondan kaldırmıştı bile.  Elinde ki telefonu kenara bırakıp annesine ellerini uzattı. Berra oğlunu kucağına aldı , saçlarının arasına bir öpücük bıraktı.

Selim ile sevgiye de oyun oynamak isteyip istemediklerini sordu. Çocuklar kabul edince hepsi birlikte avluya indiler .

Berra "saklambaç oynayalım dedi çocuklar kabul edince berra ebe oldu gözlerini kapatıp saymaya başladı. Çocuklar gülüşerek koşuşmaya başladılar. Biri mutfağa saklandı diğeri sedirin arkasına diğeri merdiven altına. Berra saymayı bitirince gözlerini açtı ve avluda dolaşmaya başladı. Sedirin arkasına saklanan küçük oğlunu hemen fark etmişti. Küçük ağa kendinin görünmediğini sanıyordu muhtemelen , biraz daha dursun orada en son onu ebeleyeceğim dedi kendi kendine.

Etrafa bakındı en yakın yer olarak mutfağın kapısına doğru gitti. İçerde ki çalışanlara selimin veya sevginin  mutfağa gelip gelmediğini sordum. Kimse cevap vermemişti denek ki biri içerideydi.

Mutfağa girip etrafa bakındı çok fazla saklanılacak yer yoktu muhtemelen masanın altındaydı. Örtüyü kaldırdı ve selimin masanın altında buldu berra sevinçle ebe ebe ebe diğerek bağırmaya başladı. Selimoflaya puflaya masanın altından çıktı. Birlikte mutfaktan çıktılar. Selim , barışı görünce gülmeye başladı " hala o saklanamamış ki baksana ."

Berra eliyle şşşş dedi " biliyorum ama o daha çok küçük selim farkında değil."

Selim halasına başını salladı."hadi selim kardeşin nerede bulalım bakalım. Berra etrafa bakındı yukarı çıkmamıştır diye düşündü , salona gitmiş olabilirdi . Salona yönelmişken sevgi  etrafı kolaçan etmek için kafasını çıkarmıştı merdivenin altından berra tabi ki görmüştü sevgiyi. Merdivene yaklaştı sevgi gözlerini kapatıyordu  o da barış gibi görünmez olmayı diliyordu anlaşılan.

Berra ebe diğe bağıracakken kapıdan giren boran'ın sesiyle herkez oraya döndü. Çok iyi zamanlamaydı. Sevgi merdivenin altından çıkıp , berra'nın demin sayı saydığı yere gitti ve ebe diye bağırmaya başladı. Berra onun bu mutlu haline tebessüm etti.

Çoktan akşam olmuştu yemekler yendi çaylar içildi ve herkez odalarına çekilmişlerdi. Çocuklar uyumuş berra  ve boran da odalarına gelmişlerdi. Yarın çok işleri vardı , konak insanla dolup taşacaktı kesin.

Boran berra'nın çok yorulduğunu anlıyordu. Hem çocuklarla ilgilenip hemde ev işleriyle ilgilenmek onu çok yoruyordu. Berra'ya nasıl yardım edebileceğini düşünüyordu ama çözüm bulamamıştı. Boran da çok çalıştığı için zaten eve geç geliyordu ,kendisi yardım edemezdi. Bakıcı almak istemişti ama berra gerek olmadığını söylemiş ve kabul etmemişti.

Boran en son aklına gelen barışı da kreşe vermek olmuştu. Aslında yatılı okula verse daha iyi olurdu yerine de  bir tane daha yapardı ama :) neyse.

Yarın berra'nın abisinin ve yengesinin  elli yedisiydi. Konakta kuran okutulucak ve yemek verilecekti. Berra çok fazla hazırlık yapmıştı. Üzerine bir de çocukların okul işleriyle ilgilenmişti.

Berra yatağa yatar yatmaz uykuya dalmıştı, boran güzeller güzeli karısını bütün gece izlemiş ve sabaha karşı uyumuştu.

Sabah berra erken kalkmış düş alıp hazırlanmıştı. Avluya indi ve  işleri konturol etmeye başladı. Yardımcılar çoktan kazanları kurmuş ve ateşi yakmışlardı. Menüde her çeşit yemek vardı.

Berra mutfakta kahvaltıyı hazırlamalarına yardım etti.kahvaltıdan sonra aile üyeleri misafirleri karşılamaya başladılar. Saatler geçtikçe konak daha da kalabalıķlasıyordu.  Zamanı gelince kuran okundu dualar edildi , abimin ve yengemin hayrına yemekler dağıtılmaya başladı. 

Etraf çok kalabalıktı tanıyamadığı bir çok kişi vardı. Yemeklerini yiyen erkeklere çay servisi yapılmaya başlamıştı.

Çay servisi yapılırken kendine bakan gözleri fark etmemişti bile. Hayatını çalmak isteyen iki çift göz vardı yakınlarında.

Berra oturduğu yerden kalktı bir ürperti gelmişti vücuduna , sanki başına bir şeyin geliceğini hissetmişti.  Üst kata hırka almak için çıkıyordu. Merdivenlerde arkasından tanıdık bir ses duymuştu hayır olamaz.

Berra hızla arkasını döndü ona seslenen kişi berra nın abisi bedir den başkası değildi. "Biraz konuşa bilirmiyiz berra lütfen."

Berra ne diyeceğini bilmiyordu. Bedir abisinden nefret ediyordu. Başına gelenlerin asıl sorumlusu oydu. Şimdi gelmiş konuşmak istediğini söylüyordu. Berra evlenirken bedir yüzüne bile bakmamıştı hatta onu ahlaksızlıkla suçlamıştı .

Merdivenden aşağı inenlerle kendine geldi berra abisini onayladı gel dedi. Abisi berra'yı itiraz etti sen gelir misin dışarı dedi . Berra sorun olmayacağını düşünüp bedirin teklifini kabul etti.

Merdivenlerden inip avludan dışarı çıktılar.berra konaktan biraz uzaklaşınca tedirgin olmaya başlamıştı. Abisine dönüp yeter bu kadar uzaklık ne konuşacağız."

Bedir ellerini cebine koydu. "Seni severim berra sen bilmesen de seni seviyorum ama karımı kaybettim biliyorsun "berra onayladı. "Senden tek istediğim  , karımı görürsen onu çok özlediğimi söylemen." Berra 'nın ağzının kapanmasıyla çırpınmaya başladı  , burnuna gelen keskin kokuyla kendini uykunun kollarına bıraktı.

Berra gözlerini açtığında ağzı , elleri ve ayakları bağlı bir şekilde  bir sandalyede oturuyordu. Neler olmuştu başı çok ağrıyordu. Burası neresi , ben nasıl geldim buraya diye sayısız soru geçti aklından .

En son olanları hatırlamaya çalıştı. Konağın yakınlarında Bedir abisiyle konuşuyordu , beşiğin son söylediği aklına geldi. " karımı görürsen onu çok özlediğimi söylemen " demişti.

Olamaz abisi onu öldürmek istiyordu.

Selma öldükten sonra bedirin ağır bir depresyona girdiğini biliyordu ama kardeşini öldürmeye yeltenecek kadar olduğunu hiç fark etmemişlerdi. Berra ellerinde ki iplerden kurtulmaya çalıştı ama olmuyordu.

Berra tutulduğu yerden kurtulmaya çalışırken. serra , boran ağanın yanında oturmuş berra gibi davranıyordu.

MARDİN'Lİ İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin