20.Bölüm

4.5K 160 12
                                    

Bizimkileri sağlam konağına bıraktıktan sonra hana geçtim. Bugün önemli misafirlerim gelicek, İstanbul dan bir şirketle anlaştım adana da ki bir araziye fabrika kurdurucam. Böylece ürettiğmiz pamuğu direk işleme alıp iplik üretilecek ve mardinde ki halı fabrikasına göndericez. Hem ürettiğmiz pamuğü düşük fiyata satmıycaz, hem de halı fabrikası için iplikleri ucuza biz üreticez ve kullanıcaz.

Planlarım bu yönde anlaştığım şirketten yetkili ile görüşüp yemek yiyeceğiz.

Hana geçtim biraz orda oyalandım daha sonra telefon geldi ve misafirlerle buluşucağımız restorana geçtim. Yemek gayet güzel geçiyor. Bir kadın ve iki erkek karşımda oturmuş yemek yiyoruz. Benim yanımda da avukatım ve en yakın sağ kolum ali var.

Ali hem kan kardeşim, birlikte büyüdük hemde yanımda çalışanım. Yemeklerimizi yerken hiç konuşmadık. Yemek fastından sonra şirkete geçtik, proje hakkında uzun uzun konuşuldu ama proje hakkında mimar merve hanım pürüzler olduğunu ve adana da ki araziyi görmek istediğini söyledi.

Saat çok geç değildi ama adanaya gidip gelmek altı saat, orda da işimizin uzun süreceğini düşünsek ya gece yarısı dönücem mardine yada adana da kalıcam bir gece.

Gece dönerim diye düşünerek tamam dedim. Hemen yola çıktık üç saat sonra Adana ya varmıştık. Araziye gidip dört saat inceleme ve ölçüm yapıldı, projede ki bazı yerleri değiştirmek zorunda kaldık.

Arazide iş bitince adana da ki konağa geçtik, planda ki yerler düzeltildi.
İşim bittiğinde saate baktım 02:25.

Merve hanıma ve yanında ki adamlara burda kalabilirsiniz dedikten sonra aliyi burda bırakıp yola çıktım.

Bir buçuk saattir yoldayım, çok yoruldum biran önce konağa varıp berra nın koynunda uyumak istiyorum, kokusunu özledim galiba.
Evleneli daha çok olmadı ama çabuk alıştım ben bu kıza, yok ya kadına, benim kadınım.

İnsan odasında kalan birisine bu kadar kolay alışır mı. Dolapta ki kıyafetlere, banyo da ki kadın eşyalarına, parfümüne,yatağı paylaşmaya .

Yatağı paylaşmayı bende sevdim yaa.

Ben aklımda ki hayallere dalmışken bir silah sesi beni kendime getirdi. Önümde ki aracın camından biri sarkmış bana ateş ediyor. Elimi torpidoya attım içinden silahımı çıkardım.

Kafamı daha kaldıramadan lastiğin patlamasıyla araba sarsıldı. Tek lastik bir şey olmaz derken arka lastiğin de patlamasıyla küfür ettim. Aynadan arkamı kontrol ettim.

Arkamda beş araba önümde üç araba vardı. Hepsi aynı model, araçlar mesafeyi koruyarak hareket ediyorlar ve özellikle cama ateş etmiyorlar patron canlı istedi demek.

Ben bu kadar arabayı şimdiye kadar nasıl farketmedim, çevremi sarmışlar resmen kahretsin.
Araba zar zor ilerlerken arka lastiğin diğeri de patlamasıyla direksiyonu sağ tarafa kırdım. Etraf tarlalarla çevrili zaten ama yoldan çıkınca, tarla ve yol arasında ki rampa yüzünden araba takla attı.

Araba ters durunca, kafamı iki tarafa salladım kendime gelmek için. Kendimi biraz toparladım emniyet kemerini çözdüm silahımı alıp kendimi arabanın kırılan camından dışarı attım.

Yoldan tarafa baktığımda arabalardan inen adamlar bana doğru geliyorlar. Benim arabadan çıktığımı farketmemiş olucak lar ki koşarak geliyor bazıları, sayıları fazla mermim yetecek mi görücez. Hemen nişan aldım biraz bekledim.

Nişan alıp ateş etmeye başladım beş adamı indirmiş ken diğerleri hemen yere yattılar . Ateş ediyorlar ama bana değil de arabaya nişan alıyorlar özellikle . Bir yandan adamları kontrol ederken cebimden telefonumu çıkardım, ekranı açmaya çalışırken adamın biri arabanın arkasından dolaştı, elimde ki telefon açılmayınca daha çok sinirlendim telefonu atıp, arkamda ki adamın kafasına sıktım.

Arabanın arkasında sıkışıp kamış öyle duruyorum ne etrafta gidebileceğim yer var nede bunların hepsini öldürüp burdan çıkabilirim.

Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık lanet olsun. Böyle burada duramam. Ne yapıcağımı da düşünmeye vaktim yok.

Burnuma gelen benzin kokusuyla arabanın deposuna baktım akıtıyor. Yerde baya birikmiş, elimi cebime attım çıkan çakmakla aklıma güzel bir şeyler geldi. Gece gece soğuk mu oldu ne biraz, bir ateş yaksak.

"Hey ateşi kesin teslim oluyorum durunnn" adamlar ateşi kesince tekrar baüırdım. "mermim bitti durun teslim oluyorum, kaçacak yer yok zaten" adamlar yaklaşırken ben arabadan uzaklaştım. Dört adam arabaya biraz daha yaklaşınca" zamanı geldi "diyip zippo çakmağı yaktım benzinin damlaya damlaya göl yaptığı yere fırlattım.

Çakmağı atmamla arabanın patlaması bir oldu. Arkamı döndüm koşmaya başladım, yanan araba biraz oyalar onları. Tüh patronları kim bunların öğrenemedim bak ya, acaba bir geri dönüp öğrensem mi? 😅

Uzun yürüyüşler sonunda bir köye varabildim ama sorun şu daha şafak sökmedi, kimse yok ortalıkta birisinin kapısını çalsam derdimi anlatabilir miyim bilemiyorum. En iyisi bir yerlerde şafağın sökmesini beklemek, etrafa şöyle bir baktım ileride samanların yığılı olduğu yeri gözüme kestirdim. Etrafı kontrol ederek gidip samanların üstüne yattım, gözlerimi gökyüzüne diktim.

Etrafı dinledim, bacağıma dokunan şeyi hissedince bir siktir çektim. Yavaşça kafamı kaldırdım bacağıma dokunan şeye baktım. Kocaman gözleriyle bana bakan beyaz kangalla karşılaşınca. "allahım madem canımı almak istiyorsun daha fazla direnmiyorum." ayı gibi köpeğe tekrar baktım hala ayağımı kokluyor. Beğenmedi herhal koklayıp duruyor hayvan. Beni beş dk parçalara ayırır bu be.

Biraz daha kıpırdamadan durdum, köpek bacağımı koklamayı bıraktı, elimi koklamaya başladı. Dokunmaya, sevmeye çalışsam elimi yutar gibi geliyor vallaha.

Köpeği yok saymaya çalışıp gözlerimi kapattım.

Etraftan sesler geliyor ama ben gözlerimi açamıyorum yorgunluktan. Ne dediklerini anlamaya çalışıyorum, bir türlü kafamda toparlayamıyorum. Yüzüme çarpan şeyle nefessiz kaldım, şoka gözlerimi açtım.

Etrafımda siyah giyinmiş 20 den fazla adam var.etrafı sürdüm, adamlara bakıp"Nasıl köy bura hiç köylüye benziyen adam yok lan"tepemde ki adam sırıtarak.

"boran ağam adamlarımı dün akşam çok uğraştırmışsın ve kaçmışsın şimdi de kendi ayağınla buraya geliyorsun çok ilginç değil mi?"
Hafiften güldüm.

"yoğ gayet basit, patronunu merak ettim. Kim neyin nesi, tanıyor muyum, insan merakına yenik düşüyor." adam kollarımdan tutup beni kaldırdı. Eve benzeyen bir yere girdik, sürekli etrafa bakıp yolu hafızama kazıdım.

Beni merdivenlerden çıkarıp bir odada bıraktılar. Oda bayağ düzgün döşenmiş bir misafir odası gibi. Etrafı biraz daha göz gezdirdim kendimi yatağa attım.

Berra napıyor şimdi, beni düşünüyor mu acaba.

MARDİN'Lİ İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin