Berra Miroğlu ;
Eve girer girmez kendimi koltukların üzerine atmıştım. Ne zor şeydi şu araba yolculuğu. Boran da gelip kendini diğer koltuğa attı, başını yastığa koyup gözlerini kapattı.
Bazı geceler boran uyurken onu izliyordum. Uyurken içinde ki dengesiz canavar yok oluyordu. Keşke hep uyurken ki gibi yumuşak yüzlü ve tatlı olsa.
Ben dalmışken, boran izlendiğini hissermiş olmalı ki gözlerini açıp bana baktı. Ben onun bakışları altında daha fazla ezilmemek için, ayaklandım. "oda nerede çok yoruldum dinlemek istiyorum." dedim.
Boran "koridorun sonunda ki oda" demiş ve salonda ki boydan boya cam olan duvara bakmaya başlamıştı.
Bende etrafı süzmeye başladım. Çok güzel bir evdi. Dış kapıdan girince büyük salon karşılıyordu insanı.
Sağ tarafta yemek masası. Sol tarafta laciver ve beyaz oturma grubu vardı. Karşı duvar tamamen camla kaplıydı ve terasa açılan kapıları var. Duvarlarda evin enerjisine göre tablolar seçilip asılmış ve camın kenarında ve duvar köşelerine zarifçe bırakılmış bitkiler var.
Salondan çıkıp hemen koridora döndüm. Boran'ın dediği odaya girdim. Oda modern ve sadelik ön plandaydı.
Banyoya girdim ve kısa bir duş aldım. Üstümü değiştirip rahatlamış bedenimi yatağa bıraktım.
Gözlerimi açtığımda tepemde dikilmiş bir adet boran ağa görmeyi beklemiyordum.
"kalk yemek yiyelim ben acıktım" dedikten sonra, arkasını dönüp odadan çıktı.Odun ne olucak. Kendi kendime söylenerek yataktan kalktım ve boran'ın arkasından gittim. Salona geldiğimde kurulu bir masa görmeyi beklemiyordum. İlk önce açlıktan rüya görüyorum sansamda daha sonradan , masayı boran'ın hazırladığını idrak etmiştim çünkü evde bizden başka kimse yoktu.
Sandalye çekip oturdum, tabağıma köfte ve patates koydum. Diğer yiyeceklerde gözümü gezdirirken ıspanaklı börek olduğunu gördüm. Marketten hazır börek almış. Yemekleri yerken boran"seninle İstanbulu gezelim mi? İstermisin. "dedi.
İstanbula iki üç defa gelmiştim ama kısa süreli. İstanbulu gezmek hiç nasip olmamıştı. Kafamı sallayarak onaylamıştım boranı.
Yemekten sonra İstanbul da kısa bir tur attık. Mağzalara girip düğün için elbise bakmıştım. Mağza vitrininde gördüğüm elbiseyi çok beğenmiştim.
Siyah payetli bir elbiseydi bir omzu açık bel kısmına karadar payetli, yere kadar uzanan eteği vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARDİN'Lİ İKİZLER
Literatura FemininaGencecik güzeller güzeli iki kız kardeş, Töre sonucu birinin evlenmesi gerek. Hayatta insanları tanımak çok zor, bu kardeşin bile olabilir. Kardeşinin insana ihanet etmesi çok kötü. Bu ihanet kendini kurtarmak için bile olsa.kardeşi yüzünden kötü a...