Brandon sessizce karşısında ki ona bakan bir çift göze bakıyordu. Ona neden böyle olduğunu söylemeli miydi? Yoksa kendi kendine yaşayıp sürekli dengesiz öfkeli bir şekilde mi yaşıyacaktı kalan hayatını... kendi bile ne yapması gerektiğini bilmiyordu aslında ama içinden bir ses ona sarılmasını söylüyordu ama bunu yapamazdı yapmamalıydı. Yaparsa kesinlikle bırakamazdı... derin nefes alıp gözlerini kaçırdı...
Brandon: Neden bilmek istiyorsun ki? Neden!..
Güzel kız şaşırmıştı... neden mi? Onunla bir geçmişi vardı ve onun için istemesede endişeleniyordu...
Valeria: Sonuçta eskiden... se... yakındık ve neyin var merak ediyorum. Hem benim tanıdığım sen asla böyle biri değildi...
Yakındık demişti. Sadece yakındık... bu kelime Brandon'nın kalbine bıçak gibi saplanmıştı onu cidden bu kadar çabuk mu silmişti unutmuştu... öyleyse bu konuşmanın bi anlamı var mıydı ya da söylese ne değişicekti? Bir yerden başlamalıydı. Sonuçta o ailesinden sonra en yakın olduğu tek kişiydi... şu an yakın olmasalar bile. En azından her şeyi ona anlatıp belkide burdan giderdi çünkü onu hayatında istemediği belliydi. Derin nefes aldı...
Brandon: Ben...
Valeria: Evet sen...
Brandon ona bakmıyordu bile. Valeria bir eliyle çenesinden tutup ona bakmasını sağladı...
Valeria: Lütfen anlatır mısın? Tamam eskisi gibi olmayabiliriz ama...
Brandon: Eskisi gibi değiliz evet... sorunda bu...
Valeria: N-Ne...
Brandon: Eskiden sana sarılan öpen bendim yanımda mutluydun... yani en azından ben öyle düşünüyordum...
Valeria şaşkınca bir eliyle ağzını kapadı. Onu kıskan mışmıydı? Ama neden? Tamam bir süre çıkmışlardı mutlulardı da ama uzun süredir de ayrılardı.
Brandon: Evet ayrıldık daha doğrusu sen bitirdin ama ben seni asla bitiremedim olmadı işte yapamadım yapamıyorum. Seni onunla sarmaş dolaş görmek birbirinizi öptüğünüzü görmek beni delirtiyor...
Valeria: B-Ben...
Brandon: Bir şey demene gerek yok neden böyle olduğumu bilmek istiyordun ya dinle sadece. Ben hala sana aşığım seni aşamıyorum yapamıyorum bunu ama görüyorum ki sen beni çok kolay silmişsin... yapabileceğim bir şey yok...
Gözlerinden yaşlar akar ona çaktırmadan siler ona bakar bir an için ona dönüceğini söylemesini umarak. Sessizlik olur...
Brandon: Aranızdan çekilicem merak etme burdada karşınıza asla çıkmam merak etme sizi rahatsız etmem asla...
Bir ümit vardı içinde sormaktan korkuyordu çünkü cevabı tahmin ediyordu...
Brandon: A-Arkadaş kalabilir miyiz?..
Valeria bu soru karşısında şaşkındı ne demesi gerekiyordu ki ne yapmalıydı yani bu soruya ne diyebilirdi ki? Sonuçta geçmişleri vardı ve şu an hayatında gerçekten aşık olduğu ve çok sevdiği biri vardı ve çok mutluydu. Bir an için kendini Adrian'nın yerine koyup düşündü onun eski sevgilisiyle arkadaş kalmasını ister miydi? Cevabı onun için çok netti istemezdi ne derse dedin ikna da olmazdı. Eskiyi eskide bırakmalıydı. İkisi içinde en iyisi buydu. Derin nefes alıp...
Valeria: Arkadaş kalmak mı?
Brandon: E-Evet...
Valeria: Bu ne kadar mümkün? Hadi ilk bir kaç gün sürdürdük diyelim ama sonra ne olucak nereye kadar devam edicek. Hem bu şekilde sen kendine eziyet etmiş olucaksın biliyorum kolay değil ama beni unutmak zorundasın.
Brandon: Cidden beni unutmak bu kadar kolay mıydı?
Valeria: Bak Brandon... evet seninle güzel zamanlar geçirdik ama olmadı. Seninle tamamlanmış hissedemedim. Olmadı. Üzgünüm 🥺. Hem arkadaş kalmayı ben kabul ettim diyelim ama Adrian bunu asla istemezki haklıda bende olsam onun eski sevgilisiyle arkadaş kalmasını istemem.
Brandon acı şekilde gülümsedi...
Brandon: Haklısın... anlaşılan iş dışında bir bağımız kalmadı...
Valeria: Evet!
Brandon: İş dışında hayalet olucam merak etmeyin sende sevgilinde... size mutluluklar...
Brandon dirseklerini dizlerine dayayıp başını ellerinin arasına alıp ağlamaya başladı sessizce. Onu unutmalıydı ama nasıl yapıcaktı bunu. Ona hala aşıkken nasıl unutucaktı onu nasıl devam edicekti hayatına... ama bir yolunu bulmak zorundaydı buna mecburdu. Valeria gözleri dolu bir şekilde bir süre ona baktı ona sarılmak veya gözlerini silmek isterdi ama bunu yapamazdı. Onunda dediği gibi sadece iş söz konusuysa konuşucaklardı onun dışında bir bağları kalmamıştı. Valeria derin nefes alıp kalktı dolu gözlerle eskiden yakın olduğu o adama bakıp gözyaşlarını bastırmaya çalışarak içeri doğru yürümeye başladı.
Evet ona artık aşık değildi ama yinede onu öyle görmek onu üzmüştü. Sonuçta bir kalbi vardı hemde çok temiz bir kalbe sahipti. Ne yapmalıydı? Ona karşı bir şey hissetmesede çok üzgündü. Doğruyu mu yapmıştı? Arkadaş kalsalar nasıl olurdu?... Kafasında bir sürü soru işareti vardı ama şuna emindi... o sadece Adrian'a aşıktı bir tek buna emindi sadece. İçeri girdiğinde kimseye görünmeden odasına gidicekken aklına bir fikir geldi ve yolunu değiştirip başka bir yere gitti kapı açıktı ama yinede kapıyı tıklattı nazikçe içeri girip.
Valeria: Sizden ufak bir ricam olucaktı!
Aklı bu kadar karışık ve doluyken bu aklına geleni halledip kardeşiyle konuşmalıydı onu anlayan kişiyle. Emindiki o aklındaki tüm sorulara yanıt vericekti ve yanında olucaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember? • Shadowhunters
FantasyClary kardeşini öldürdükten sonra herşeyi sevdiği herkesi unuttu. Peki hatırlaması mümkün mü? Tekrar onlara dönmesi, Jace ile yeniden birlikte olması, tekrardan gölge avcısı olması mümkün mü? Bakalım neler olucak...