20. Bölüm: Kelebek

419 20 1
                                    

(Ada'dan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ada'dan...)

"Teyze açıklayabilirim! Yalvarırım indir şu terliği!"

Resmen yarısı yerin altında olan minik teyzemle köşe kapmaca oynuyordum. Hem de ne için? Kocam var diye! Tamam evlendim! Tamam seni nikahıma çağırmadım! Ama bi sor niye diye! Şiddete ne gerek var canım!

"Sen bu çocukla evlendin ve teyzeni nikahına çağırmadın Ada! Seni parçalarım kız!"

Teyzem beni öldürecek! "Anne!" diye ciyakladım ama yardım edeceğe benzemiyor. En iyisi kas yığını kocama koşmak. Kocam beni korur! Yani umarım korur yoksa kalçalarıma veda etsem iyi olacak!

Atlas'ın arkasına saklanınca teyzem terliğini gerisingeri ayağına geçirdi. Sonunda uzlaşmaya gidebileceğimiz için mutluyum. Ona nikah sürecimizin o çalkantılı dönemini anlattım. Şükürler olsun ki bu meseleyi daha fazla uzatmadan kapattı. Yoksa işim ciddi anlamda yaş olurdu!

Düşünsenize teyzem beni kocamın gözü önünde dayak manyağı yapıyormuş! Vahşet! Allah'tan canım kocam bana kör kütük aşık da benim için siper oldu. Yoksa şimdiye çoktan ölmüştüm. Üstüne bir de eniştemin Atlas'a olan ürkütücü bakışlarının bu anlattıklarımızla yumuşadığını da varsayarsak bu mesele resmen noktalanmış oldu.

Annem, "Ben çay koyayım," diyerek ayağa kalktı. O kadar tepkisizdi ki dışarıdan bakılınca ölüm döşeğindeki hastalara benziyordu. Onun bu halini tek fark eden ben değildim. Atlas da annemin gidişini endişeyle izlemişti. Nişan atmanın onu bu hale getirebileceğini tahmin etmemiştim.

Annem o adamdan ayrıldığından beri korkunç bir haldeydi. İki günde bariz bir şekilde çökmüştü. Atlas kulağıma doğru eğilip, "Evimize mi geçsek bebeğim. Eniştenle teyzen yüzünden her an cinayete kurban gidebiliriz. Hele şu sevimsiz kuzenini saymıyorum bile," dedi. Kıkırdadım. Özgür'ü sevmemekte o kadar haklı ki!

"Biz artık kalkalım. Yarın erken kalkmamız gerek," diyerek attım ortaya bir yalan. Zaten ne zaman yalan söylesem dinamit olup bir tarafımda patladı ya neyse!

Teyzem, "Gitmeyin. Sizde bu gece burada kalın," dedi şirinlik yaparak. Sanki az önce terlikle bana koca evde eni konu maraton koşturan kendisi değilmiş gibi bir de şirinlik yapıyor.

Atlas, "Madem bu kadar ısrar ettiniz. Kalırız bizde," dedi bana bakıp sırıtarak. Allah bilir yine aklından ne hinlikler geçiyor Atlas Serez! Umarım damarıma basmazsın! Tam o sırada annem elinde çay tepsisiyle yanımıza geldi. Çay servisini bir zombinin yaptığını söylemiş miydim?

Çaylarımızı yudumlayıp sohbet ettik. Duyduğuma göre sevimsiz kuzenim bir aya kalmadan askere gidiyormuş. Onun adına üzüldüm mü? Tabii ki de hayır! Uzun sohbetimizin ardından sıra yatak hazırlama faslına gelmişti. Atlas ile beraber koltuklara çarşafları geçirmekle meşguldük.

"Bebeğim tüm bunlara ne gerek var? Evimizde herkese yetecek oda var bizim."

Yastığı suratına çakıverdim. "Herkes senin gibi sarayda yaşamıyor Atlas Serez. Biz buna Türk aile yapısı diyoruz. Mecburen benimle birlikte yatak hazırlamak zorundasın kocacım," dedim dişlerimin arasından. Pis pis sırıttı.

Senle Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin