2.Bölüm: Suç Ortağı

3.3K 139 22
                                    

(Ada'dan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ada'dan...)

Partiyi nasıl terk ettiğimi hatırlamıyorum bile. Kendimi koşarak bana verilen odaya atmış kapıyı da kimse girmesin diye ardımdan kilitlemiştim. "Bittim ben," dedim kendi kendime. Az önce yaşananlar her aklıma geldiğinde utançtan yerin dibine giriyordum. Bu da yetmezmiş gibi işten kovulacağım da apaçık bir gerçekti. Annem kesin beni öldürecekti!

"İşte bu sefer kesin bittim!"

Komodinin üzerindeki gözlüğü burnumun üzerine yerleştirdim ve kimseye görünmeden buradan nasıl çıkacağım hakkında kendi kendime bir kaçış planı düşünmeye başladım. Fakat saksı şu sıralar çalışmayı reddediyordu. Kovulacağım gerçeğine odaklandığımdan başka bir şey düşünemiyordum.

İşe ilk önce üzerimdeki kostümden kurtulmakla başladım. Bir şekilde şu lanet olasıca bebek kostümümden kurtulmam gerekiyordu. Ama kostümün her zaman rahatlıkla açtığım fermuarı ne hikmetse bu sefer sıkışmıştı ve benim gibi sabırsız bir insan için bu durum kesinlikle cinnet sebebiydi!

"Senin gibi kostümün!" diye bir çığlık kopardım. Sanki biri bunu yapmamı bekliyormuşçasına tam o sırada kapıyı tıklattı. İçimden bu kişinin Metehan olması için dua ederek kapıyı açtım ve hayatımın şokunu sırıtarak bana bakarken buldum.

"Demek buraya kaçtın kül kedisi," dedi bebeğin dayısı. Daha az önce üzerine düşerek onu iki seksen yere sermemişim gibi konuşması gülünçtü.

"Sizin burada ne işiniz var?" diye sordum dayanamayarak. Bu sorumla birlikte işaret parmağını yanağına dayamış düşüncelere dalmıştı. Sırtını kapının pervazına yaslamış iki metreye yakın boyuyla elektrik direği misali kapıda dikilmişti.

"Seni arıyordum," dedi bir anda. Beni aramasına şaşırsam mı yoksa böyle bir ihtimalin olmasının mümkün olmayacağını bildiğimden kahkaha mı atsam bilememiştim. Başımı olumsuz anlamda salladım ve "Sizden son bir ricam var," dedim.

Sanki ondan şehrin anahtarını istemişim gibi ilgiyle baktı gözlerime. "Ne istersen," dedi ve etkileyici bir şekilde gülümsedi. Onu böyle görünce çarpışmanın şiddetinden sonra beyin sarsıntısı geçirdiği hakkında ciddi şüphelerim vardı. Hatta benim gibi birinden bile beklenmeyecek bir şekilde elimi bir anda alnına yapıştırdım ve bekledim.

Teni sıcaktı. Ama ateşi yoktu. "Ne yapıyorsun?" diye sordu kıkırdayarak. Bunun üzerine "Ateşiniz yok. O halde beyin sarsıntısı geçirdiniz. Yerinizde olsam oteldeki sağlık ekiplerine kendimi gösterirdim. Çünkü o kazadan sonra beni aramanız için cidden kafanızın yerinde olmaması gerekir," dedim ve tam kapıyı kapatacağım sırada beni durdurdu.

Parlak ayakkabısının burnunu kapının arasına koymuştu. Gözlerindeki ışıltıya baktım ve ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım. Ama aklım bunu idrak edemeyecek kadar kötü durumdaydı. "Sizden tek ricam üzerimdeki kostümümün fermuarını açması için Metehan'ı çağırmanız. Mavi bebek kostümlü olan kişi Metehan," diyerek durumu açıklamaya çalıştım.

Senle Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin