14. Bölüm: Karım Karım İlle De Karım

594 20 0
                                    

Şu lanet kapı ne zaman çalsa başıma bir musibet geliyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu lanet kapı ne zaman çalsa başıma bir musibet geliyor. Bu sabahki musibetimizin adı da Özge! Kız sabah sabah kapıma dayanmış annemle babasının arasında gizli bir ilişki olduğundan bahsediyor! Gel de çıldırma! Şimdi size küçük böyle minicik bir sorum var arkadaşlar! Ben bu kıza saç baş girsem mapusluk olur muyum? Bende öyle düşünmüştüm!

"Sen ne dediğinin farkında değilsin! Çünkü farkında olsaydın bunu söylemeye cesaret edemezdin!"

Birden celallenmem Özge'nin ayağa fırlamasına yetmişti. Kakülünün hemen altında ateş saçan gözlerini benimkilere dikti. "Ben söyleyeceğimi söyledim! Annene mukayyet ol," dedi her kelimesini özellikle damarıma basmak için vurgulayarak. Ben şimdi onun damarıma basmasına çok fena karşılık vereceğim o olacak!

"Asıl sen babana mukayyet ol! Senin baban benim annemin etrafında dolanıyordur! Benim annem asla böyle bir şey yapmaz!"

"Asla asla deme Ada. Çünkü ben onları gördüm ve bu bir kez daha tekrarlanırsa olacaklardan ben sorumlu değilim."

Özge ardına bile bakmadan evimi terk etti. Geride öfkeli bir kadın bıraktığını bilse yine o kapıyı öyle sert çarpabilir miydi acaba? Atlas, "Sakin ol bebeğim. Eminim tüm bunların mantıklı bir açıklaması vardır," dedi yumuşak bir sesle. Sinirimden ağlamak istiyordum. O hadsiz kızın söyledikleri beynimin duvarları arasında yankılanıyordu ve ben kendimi hiç ama hiç iyi hissetmiyordum.

"O kız yalan söylüyor Atlas. Benim annem öyle bir şey yapmaz. Onun babası sinek gibi annemin etrafında dolanıyor," dedim ona bakarak. Kendimi daha önce hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Annemin böyle bir şey yapmayacağını biliyordum. Ama kafamın içindeki şüphe yüzünden ya yaptıysa diye düşünmekten kendimi bir türlü alamıyordum.

Başımı ellerimin arasına alıp sakinleşmeye çalıştım. Ama bunu beceremedim. Düşüncelerimin arasında boğulduğumu hissediyordum. Atlas'a sarıldım. Kendimi berbat hissediyordum ve beni iyi hissettiren tek kişi Atlas'tı. "Atlas ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Duvarlar üzerime üzerime geliyor sanki," dedim yanağımdan süzülen bir damla yaşı o görmeden hemen önce elimin ayasıyla silerken.

Atlas, "Annenle konuşmak ister misin bebeğim?" diye sordu. Başımı olumsuz anlamda salladım. Şu an onunla konuşacak durumda değildim. Biraz kafamı boşaltmaya ve sakinleşmeye ihtiyacım vardı.

"Şu an onunla konuşmak istemiyorum. Sadece seninle dışarı çıkmak istiyorum."

"O zaman sana Atlas usulü kafa nasıl dağıtılır göstereceğim bebeğim," dedi Atlas çapkın gülüşüyle.

"Göster bakalım Atlas Serez."

Atlas ile birlikte kahvaltımızı yapıp hazırlandıktan sonra yola koyulduk. Ama beyzadem bana nereye gittiğimizi bir türlü söylemiyordu ki güzergahımıza bakılırsa Talya'nın evine gidiyorduk. Atlas, "Öncelikle canım ne zaman sıkkın olsa işe ablamı darlamakla başlarım," diye başladı sözlerine.

Senle Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin