Evet bu sabah Matrix filminin yasaklanan sahnelerini ablamla birlikte oynayacak olmaktan dolayı inanılmaz büyüklükte mutluluk duyduğumu söylemek isterim. Geceyi ablamlarda geçirmiş şimdi ise kahvaltı sofrasında bu işi nasıl çözeceğimizi konuşuyorduk.
"Arkadaş olarak seni hayatına yeniden dahil etmesi bile büyük bir gelişme," dedi ablam çatalına sapladığı salatalıktan bir ısırık aldığı sırada. Ya benimle dalga geçiyordu ya da bunu beni sinir etmek için söylüyordu. Tek kaşımı kaldırmış omletime işkence etmeyi bir kenara bırakmıştım. Ablama ne olur benle dalga geçiyor olma bakışları atmaya başlamıştım.
Ablam "Sonuçta seni yanında hiç istemeyen bir kızdan bahsediyoruz," diyerek devam ettirdi sözlerini. Gerçekten dost acı söyler derlerdi de inanmazdım. Dost meğerse vur deyince öldürüyormuş. Bu durumda ablam bunun en bariz örneği oluyor.
"Ada'nın beni arkadaş olarak kabul etmesinin nesi iyi abla? Kız daha şimdiden önüme aşılması imkansız bir duvar ördü. Şimdi önümde Çin seddi var. Söyler misin bana ben bunun altından nasıl kalkacağım?"
Ablam sanki ona soru sormamışım da ondan canını istemişim gibi bakıyordu gözlerime. Endişeli ifadesinin yerini tüm bu şeylerin bir numaralı faili olan eniştem yüzünden sinirli bir ifadeye bırakmıştı. Eniştem "Alınma kayınço ama bu kızda senin gibi çapkın birine verecek bir kalp olduğunu hiç sanmıyorum," diyerek omletinden bir çatal alıp çiğnemeye başladı. Sesin kısılsın Okan! Çenen çekilsin emi Okan! Zıkkım ye Okan! İçimden ona bildiğim tüm küfürleri sayarken mum ışığı kadar olan umudumda cibiliyetsiz eniştemin bu laflarıyla tamamen sönmüştü.
Medet ya Rab diyerek ablama kocasını susturması için beklentiyle baktım. Sağ olsun ki Talya Serez bu işe de el atmıştı. "Okan," dedi uyarıcı bir tonda. Bunu söylerken öldürücü bakışlarına salladığı çatalda eşlik ediyordu. Eniştem ablam sayesinde ağzına hayali bir fermuar çekerken ablama "Abla ben ne yapacağım? Ben Ada'yı istiyorum," dedim küçük bir çocuk gibi dudak bükerek.
Ablam yeni ana olacağından dolayı mıdır bilinmez ama bana devasa bir bebekmişim gibi bakıyordu. "Ablam sen hiç canını sıkma. Adım adım ilerleyeceğiz," dedi Talya gayet kendinden emin bir şekilde. Onun bu kadar kendinden emin oluşu beni de rahatlatmıştı. Sessizce kahvaltımızı edip ablam ile beraber evden çıktık. Ablamın demesine bakılırsa Ada'ya onu işe bırakmayı teklif etmem güzel bir başlangıç olabilirmiş. Bu yüzden Matrix gözlüklerimizi takmış Ada'nın evinin önünde bekliyorduk. Koca aracın içinde dikkat çekmiyor oluşumuzu düşünmemiz ise tamamen bambaşka bir boyut...
"Şimdi ona günaydın yaz," dedi ablam. Mesaj ekranında bebeğim yazan ve yanında da bir bebek emojisiyle kırmızı bir kalp emojisi iliştirdiğim numaraya günaydın bebeğim yazıp bekledim. Cevap birkaç saniye sonra geldi. Gördüğüm cevap karşısında panik atak krizleri geçirdim tabii.
"Siz de kimsiniz yazdı abla. Numaramı bile kaydetmemiş," dedim ağlamaklı bir ifadeyle. Kafamı sinirden direksiyona vurup vurup neden ben diye bağırmak geliyordu içimden. Ablam ise bunu beklemediğinden kıs kıs gülüyordu. Güldükçe göbeği titriyordu. Sen gül anca. Kardeşin burada sürünürken sen gülmeye devam et. Tabii senin tuzun kuru Talya Serez. Sevdiğin adamla evlenmeyi geçmiş ondan çocuk bile yapmıştın. Peki ya ben... Ben ne olacağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senle Ben
ChickLitAda büyük bir organizasyon firmasında cinsiyet partilerinin aranan yüzüdür. Onun görevi bebek kostümü giyip cici anne ve baba adaylarının kollarına koşarak bebeklerinin kız olacağını göstermekti. Her zaman yaptığı bu işi kaderin çelmesinin bozacağın...