Kırk yıl düşünsem sonumun Charlie'nin Melekleri'nin elinden olacağını üstelik mekan olarak bir gece kulübünde kurban gideceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi. Üzerimize gelen üç öfkeli kadından kaçamayacağımızı artık kabullenmiş son duamı etme aşamasına bile gelmiştim. Göz ucuyla Atlas'a baktım ve bu durumdan kurtulmak için biraz sonra söyleyeceğim şeyden sonra onun verebileceği tepkiyi ölçmeye çalıştım. Söyleyeceğim şeyden sonra havaya doğru yumruk sallayıp sevinç naraları atması an meselesiydi. Eğer kızların gazabından kurtulmamızın küçücük bir ihtimali bile varsa bunu göze almak zorundaydım.
Derin bir nefes aldım. Sonrasında "Siz benim sevgilimden ne istiyorsunuz?" diye cırladım. Ben bile kendimden bu performansı beklemezken Atlas'ın donup kalmasına şaşırmıyordum. Kızlar söylediğimle beni baştan aşağıya süzmüş sonrasında da gülmeye başlamıştı. Atlas'ın benim gibi biriyle olmayacağını çok iyi biliyorlardı ki bu ne yazık ki kendi topuğuma sıktığım anlamına geliyor.
"Sen mi?" dedi Yağmur alayla. Derya'nın kahkahası yankılanan son ses müziği bile neredeyse bastıracak noktaya gelmişti. Özge ise onların aksine gülmeyi kesmiş Atlas'ın sıkı sıkıya tuttuğu elime bakıyordu. İçimden bir ses biraz sonra çok fena kavga edeceğimizi söylüyordu. Sıkıntılı bir nefes verdiğim sırada Yağmur'un sorusunu "Evet ben," diyerek yanıtladım. Dik duruşum ve ciddiyetimin sonucunda Derya da Yağmur da gülmeyi kesmişti.
"Şu saatten sonra al başına çal!"
Derya bana tiksinerek bakarken böyle söylemişti. Üç tane mankenin arasında Hobbit gibi kalmak yeterince canımı sıkmıyormuş gibi bir de bu sözlere maruz kalıyordum. Gözlerimi devirdim. Sabret Ada. Buradan bir çıkalım hıncını Atlas'tan alacaksın. Şimdi belaya bulaşmamak için derin derin nefesler al kızım.
Kendi kendimi sakinleştirdim sakinleştirmesine de karşımdaki üç kadında kolay kolay sakinleşeceğe benzemiyordu. Özge öne çıktı. "Allah belanı versin!" diye bağırıp Atlas'a bir tokat daha çaktı. Sonra da salına salına kulüpten çıktı. Olanları dehşetle izliyordum. Ellerimle gözümü kapattığım sırada olacakları merak ettiğimden iki parmağımı aralamıştım. Bu sefer Yağmur geçti Atlas'ın karşısına.
"Bir daha sakın beni arama!" diye bağırdı ve son bir kez Atlas'a delici bakışlarını yönelttikten sonra tokadı bastığı gibi o da arkasına bile bakmadan çekip gitti. Geriye bir tek Derya kalmıştı. Yüzündeki tiksinme ifadesiyle o da Atlas'a bakmış "Yazık! Çok yazık!" demişti. Değil diğer kızlar gibi tokat atmak Atlas için kılını kıpırdatmayacağını o an anladım. Derya topuklarını vura vura yanımızdan ayrılırken biz az önce ne yaşadık diye düşünmekten kendimi alamadım.
Atlas gözümün önünde resmen dayak yemişti. Onu geçmiş ben Atlas'ın sevgilisi olduğumu üç öfkeli kadına bağırarak söylemiştim. Bugün gerçekten daha saçma olamazdı dedikçe bu son olayla ağzımın payını fazlasıyla almıştım. Kadınlar geçidinden nasibini alan Atlas ise yediği tokatlardan sonra boşluğa bakıyordu. İşin garip yanı gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyor oluşuydu. Dayaktan sonra akıl sağlını mı kaybetti acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senle Ben
ChickLitAda büyük bir organizasyon firmasında cinsiyet partilerinin aranan yüzüdür. Onun görevi bebek kostümü giyip cici anne ve baba adaylarının kollarına koşarak bebeklerinin kız olacağını göstermekti. Her zaman yaptığı bu işi kaderin çelmesinin bozacağın...