Size hayata dair çok önemli bir sır vermek istiyorum. Özellikle de kızlar siz kulaklarınızı dört açın. Çünkü bu söyleyeceklerim en çok sizi ilgilendiriyor. Eğer olurda bir gün iş hayatına atılırsanız ve bir şekilde bunun sonucunda işsiz kalırsanız bilin ki sizi acımasız ve bir o kadar da ızdırap dolu bir son bekliyor.
"Anne bu yaptığın insan haklarına aykırı!" diye ciyaklamamın tek sebebi annemin evin tüm temizliğini üzerime yıkmasıydı. Dün gece kül kedisi diye nitelendirilmem yetmezmiş gibi bir de sabahında bizzat kendisi olmam şaka değil de nedir?
"Çok konuşma daha banyodaki derzlerin araları fırçalanacak!"
Bu kadın kesinlikle benden nefret ediyor. Bir insan kendi doğurduğuna karşı bu kadar zalim olmayı nasıl başarıyor aklım almıyor. Sabahtan beri balkonda halı fırçalamaktan parmak uçlarım aşınmıştı. Yıkadığım üçüncü halıyı da dürüp kenara koyduğumda deterjan kokusundan beynim alev alevdi.
Etrafı çift gördüğüme yemin edebilirdim. Tam o sırada evin kapısı çalmış annem mutfaktan "Ada kapıya bak! Ellerim bulaşık!" diye bağırmıştı. Sanki benim ellerim deterjanlı sudan uyuşmuş halde değilmiş gibi balkon fayansıyla artık bütünleşmiş olan koca kıçımı kaldırıp kapıya bakmak üzere balkondan çıktım.
"Geldim!" diye bağırdım alacaklı gibi kapımı çalan şahısın kim olduğunu bilmeden. Ellerim artık bir şeyleri tutma yetisini kaybettiği için dirseğimi kapı koluna bastırıp açmıştım. Tabii o an kapının ardında kimin olduğunu bilmeden açtığımdan hayatımın şokunu yaşayacağımı nereden bilebilirdim ki?
"Bebeğim ben geldim!"
Atlas'ın buraya gelmesinin imkanı yoktu. Kesin çamaşır suyu kokusundan kafayı bulmuştum. Kapıyı şak diye kapatıp gözlerimi yumdum. Sadece başım değil dünya da etrafımda dönüyordu. Sarhoşmuşum gibi kıkırdamaya başladım.
Atlas burada değildi. Ben halüsinasyon falan görüyordum. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. Çamaşır suyunun bu kadar etkili olabileceğini düşünmemiştim. Teorimi kanıtlamak için kapıyı tekrar açtım ve lanet olsun ki Atlas ile göz göze geldim!
Parlak gözleri gözlerimde geziniyordu. Bana büyülenmiş gibi bakması insanı ister istemez korkutuyordu. Çünkü berbat bir haldeydim ve bu halimi hiçbir canlı türünün beğenmesi mümkün değildi. Size dıştan görünüşümü tarif etmekten onur duyarım sevgili dostlarım.
At kuyruğu şeklinde bağladığım saçlarıma geçen yaz köyden aldığım allı pullu bandanam eşlik ediyordu. Üzerimdeki beyaz tişörtün dört bir yanı çamaşır suyu lekeleriyle doluydu. Altımda ise basmalı patlıcan moru bir şalvar vardı. Şalvarımın hemen altında da bileklerime kadar çektiğim pizza dilimi desenli çoraplarımla köylülüğümü değil paçozluğumu fena halde konuşturmuş durumdaydım. Annemin zorla giydirdiği çingene pembesi tuvalet terliklerini de unutmamam lazım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senle Ben
ChickLitAda büyük bir organizasyon firmasında cinsiyet partilerinin aranan yüzüdür. Onun görevi bebek kostümü giyip cici anne ve baba adaylarının kollarına koşarak bebeklerinin kız olacağını göstermekti. Her zaman yaptığı bu işi kaderin çelmesinin bozacağın...