5. Bölüm: Bu Bir İşaret

1.9K 110 4
                                    

"Senle ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senle ben..."

Bunu ondan ikinci belki de üçüncü kez duymuştum. Birinciyi tanıştığımız gece ve ikincisi de hayatımı kurtardığı zaman söylemişti. O zamanlar onun aklını kaybettiğini düşünmüştüm. Fakat kapı gibi tomografi sonucuyla bana bu düşüncemde haksız olduğumu kanıtlamıştı. Şimdi onun hakkında ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Ölüm korkusundan mı yoksa beni kurtardığı için ona duyduğum derin minnet duygusundan mıdır bilinmez ama birden ona sarılırken buldum kendimi.

Atlas benden böyle bir tepki beklemediğinden donup kalmıştı. Bense kollarımı onun boynuna dolamış derin derin nefesler alırken "Teşekkür ederim," diye mırıldanmıştım. Kendine geldiğinde o da bana sıkıca sarılmıştı. İkimizde sırılsıklamdık. Üstelik herkes bize bakıyor ama biz bunu umursamıyorduk. Sahilin yürüyüş yolunun tam ortasında Atlas Serez ve ben vardım.

Ondan ayrılıp gözlerine baktım. Gözlerindeki ışıltının kaynağını merak ediyordum. "Bebeğim," diye fısıldadı. Sonrasında "Hasta olmadan önce seni eve götürsem iyi olacak," diye de ekledi. Birlikte yerden kalktığımızda bir şeyin eksikliğini hissettim. Bu şey küçüklüğümden beri hayatımın bir parçası haline gelen gözlüklerimden başka bir şey değildi.

"Gözlüklerim yok," dedim panikle. Muhtemelen denize düştüğümde bir şekilde burnumun üzerinden çıkmış akıntıyla birlikte kaybolup gitmişti. Onlar olmadan bırakın görmeyi yaşamam bile mümkün değildi. Bir insan ileri derecede miyopsa ve gözlükleri yoksa o insandan canınızın güvenliği için uzak durmanızda fayda vardır. Bu benden size küçük bir dost tavsiyesi...

"Gözlüklerim olmadan hiçbir şey yapamam ki," dedim etrafa bakarken. Etrafımızdaki insan kalabalığı bununla birlikte dağılmış geriye sadece Atlas'a hayran hayran bakan birkaç genç kız kalmıştı. Tabii Atlas şaşırtıcı bir şekilde onlarla kur yapmak yerine fellik fellik etrafta benim gözlüklerimi arıyordu. Sahilde gezinip durmuş ama gözlüklerimi bir türlü bulamamıştık.

"Denize düştüğümde kaybetmiş olmalıyım," dedim moral bozukluğuyla.

"Üzülme bebeğim. Sana daha güzelini alırız."

Atlas'ın bana bebeğim diye hitap etmesi bizi dikizleyen kızların da dikkatinden kaçmamıştı. Her biri bana uzaylıymışım gibi bakıyordu. Hatta içlerinden birinin "Bununla çıkıyor olduğuna inanamıyorum," dediğini duymuştum. Bir diğeri de "Gündelikçisiyle çıktığına bende inanamıyorum. Bu kadar düşmüş olamaz," demişti.

Kızlar kendi aralarında beni yerden yere vurduktan sonra yanımızdan ayrılmıştı. Onların sözlerini hiç duymamışım gibi yapmak durumunda kaldım. "Hadi bebeğim. Gidip önce üzerimize giyecek bir şeyler alalım. Sonra da doğruca göz doktoruna," dedi Atlas. Bunu söylerken yüzüne baktığımda onun içindeki heyecanı görmüştüm.

Kendi kendine kıkırdaması yetmezmiş gibi bu kadar mutlu olmasını az önce denize atlayıp sırılsıklam olan birine göre fazla bulmuştum. "Neden bu kadar mutlusun?" diye sordum dayanamayarak. Bunun üzerine gözlerini gözlerime dikti ve haylaz bir tavırla gülümsedi.

Senle Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin