1999 depreminde Altay Bayındır sayesinde enkazdan çıkarılan Muhammed Kerem Aktürkoğlu, 2023 depreminde yardım için geldiği stüdyoda kahramanıyla, çocukluk aşkıyla karşılaşır...
Halay çalıyordu bizi çağırdılar. Bir kaç tur oynadıktan sonra Cenk'in odasına gittim.
"Gelebilir miyim?"
"Gel reis."
İçeri girip kapıyı kapattım.
"Evleniyorsun be Tosun Paşa."
Gözlerim doldu, duygulanmıştım.
"Altay'ım beni de duygulandırıyorsun bak, yapma böyle."
Gülümseyip göz yaşımı sildi.
"Sen daha takım elbiseni seçmedin mi?"
"Maalesef, gelmişken seçsene."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siyahlı Abou, diğeri Cenk.
"Paşaların paşası, izninizle saçınızı Altay Bayındır yapmak istiyor."
"Bedava olacaksa buyursun yapsın."
Kahkaha atıp klasik damat saçı yapmıştım. Abou maalesef saçla uğraşamayacak. Ah be keltoş eniştecik.
Sonra Aboubakar içeri girince odadan çıkıp Kerem'in yanına gittim. Yine ablamla kavga ediyorlardı. Kerem beni görünce koşarak sarıldı. Ben de Kerem'e sarıldım. Sarılırken üstten bana dudağını büzerek baktı.
"Hayatım, beni niye ablan ile baş başa bırakıyorsun? Adam da kafa bırakmıyor valla."
Gülmemi tuttum, ve ablama yalandan kızdım. Sonra Kerem gülümsedi ve Eğribayat'ın yanına gittik.
"Bi sen kaldın sap, kardeşim."
"Ne sapı oğlum kodum mu bi benden bi de duvardan yersin ha! Ayağını denk al."
"Bu da iyice Volkan abiye döndü ha."
Sonra üstten damat beyler gelince alkış yaptık. Biz masamızda oturuyorduk 7 kişi; Eğribayat, Kahveci, Mert, Ben, Kerem, Arda ve ablam.
Romantik şarkı çalınca Eğribayat ablama dans teklif etti. (Hadi Altay'ın ablası Ceren olsun.)
Mert ile İrfan dans ediyordu. Sonra Kerem'in karşısına diz çöktüm.
"Benimle dans etmek ister mi acaba bu güzel beyefendi?"
"Seve seve."
Sonra kibarca elimi tuttu ve dans etmeye başladık. Onun belinden tutuyordum o ise omuzlarımdan.
Yazardan
Arda tek başına oturduğu için canı sıkılmıştı. Sonra Ferdi yanına geldi ve hafif eğilip elini uzattı.
