İKİNCİ BÖLÜM OOOFFF. AZ ÖNCE YAZDIĞIM BÖLÜM SİLİNDİ ÇILDIRIYORUUUUOOM.
***Altay'dan.
Bugün yeni yıla girecektik. Normalde eğlenceli geçmeyen bu şeyler bu sefer çok eğlenceli geçecekti.
Elimizdeki imkanlarla çadırımızı süsledik. Yine de çok güzel olmuştu.
Dışarıdan yine çok kötü şeyler duyuyordum. Sanırım herkes anladı artık pişmanlığın ne olduğunu, vicdan azabı çekmeyi, aşkı, ve en önemlisi insanlığın önemini...
Diğer şehirlere sıçrayan depremden çıkan ölülerin haberleri yüzünden boğazı yırtılana kadar ağlayan insanların sesleri geliyordu.
Nasıl eğlenceli geçecekti ki böyle yeni yıl? Zaten benim olduğum ortam hep kötü olurdu. Neyse dedim, ve diğerlerine yardım etmeye devam ettim.
Amcamın değerini nasıl öderim ben acaba. Üstümüzde çok emeği var yengemle beraber.
Onların bebekleri olmuyordu. Ama beni, Kerem'i, İrfan'ı, Mert'i kendi çocuğu gibi koruyup kolladı, göz kulak oldu.
İşimiz bitince oturup programı izlemeye başladık. Kerem pür dikkat televizyonu izlerken, ben ise onu izliyorum. Ah çocukluk aşkı dedikleri buymuş demek ki.
Ama benim ki çok erken değil mi?. Sonra ben de televizyonu izlemeye başladım.
"EVET, YENİ YILA GİRMEMİZE SON ON SANİYE. 9-8-7-6-5-4-3-2-1 VEE SONUNDA YENİ YILDAYIIIZZ HERKESE HAYIRLI VE GÜZEL SENELER DİLİYORUM. İYİ GÜNLER. BİRAZDAN BÜYÜK PARA PİYANGOSUNUN KİME ÇIKTIĞI AÇIKLANACAKTIR. İYİ SEYİRLER."
Sonra eğlenceli ve ayrıca yorucu bir kaç saatin ardından yataklara yerleştik. Kerem yine ağlıyordu. Sahi bu çocuk neden ağlıyordu her gece? Sinirini her gece sessizce atmaya çalışıyordu galiba.
Tekrar ve tekrar sarıldım ona. Ama bu sefer şaşırdığım bir şey oldu. Bu sefer o da döndü, o da sarıldı bana. Ve ağlaması daha da şiddetlendi. Ben de ağlamaya başladım.
Çok sesli ağlamış olacağız ki amcam uyanıp yanımıza gelmişti.
"Çocuklar, noldu neden ağlıyorsunuz?"
Hemen olayı yumuşatmaya çalıştım.
"B-bir şey yok amcacım, seni de uyandırdık sanırım kusura bakma."
"Yok yok oğlum, hadi siz biraz rahatlayınca uyuyun tamam mı?"
"Tamam amcacım, tekrardan iyi geceler."
"İyi geceler yiğidim."
dedi ve yattı. Sonra Kerem bana teşekkür edermişcesine gülümsedi. Sonra kafasını göğsüme yaslayıp huzurlu bir şekilde uyudu. Ben de onu izleyip uyudum...
Kerem'den.
Sabah olmuştu. Yine artık alıştığım o kokuyla uyanmıştım. Ve istemsizce bir gülümseme sunmuştum kendi kendime.
Altay'a daha sıkı sarıldım. Sanki beni bırakmasını hiç ama hiç istemiyormuşum gibi. Zaten de istemiyordum ki. Niye isteyeyim ki? O benim kahramanım o benim ilk ve ayrıca çocukluk aşkım dı.
Onun yanında çok huzurlu hissediyordum, hem de hiç olmadığı kadar huzurlu...
Bir süre sonra o da uyandı. Ve ona içten bir gülümseme sundum."Günaydın Altay!"
"Günaydın Kerem."
Bir süre sonra diğerleri de uyandı. Ve yapmasam bile aynı hissiyat olacak kahvaltıyı yaptım. Altay'ın amcası bir kaç gün önceden yeni yılın ilk gününde çadırların arasında dolaşmamıza izin verdiğini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Büyümüşsün." AlKer
Fiksi Penggemar1999 depreminde Altay Bayındır sayesinde enkazdan çıkarılan Muhammed Kerem Aktürkoğlu, 2023 depreminde yardım için geldiği stüdyoda kahramanıyla, çocukluk aşkıyla karşılaşır...