19

207 17 33
                                    

Mert'ten.

Sabah uyandığımda kafamda yine bi' dolu düşünce ile uyandım.

Beni bu kadar çabuk unutabilmiş miydi?

Bunun cevabı kesinlikle hayır olmalı. Beni bu kadar kısa sürede unutması imkansız denen şey olmalı.

Sonra gözlerim dolmuştu, onunla olan anılarım geldi aklıma. Sonra anılarımı o piç kapattı.

Ben sadece İrfan ile olan anılarımı düşünmek istiyorum, banane.

Evet bu gün huysuz bir çocuk olacağım.

Ben eski İrfan'ı geri istiyorum, ben biricik bebeğimi geri istiyorum. İstiyorum işte, evet mızıkcıyım!

Sonra gözlerim dolu bir şekilde kalktım yataktan çünkü kapı çalmıştı.

Kapıyı açtığımda İrfancan vardı, ama o değildi işte, öbürüydü.

"Mert, seni uyandırdım mı? Kusura bakma. Altay ıslak kek yapmışta, beraber yeriz diye düşünmüştüm."

"Hiç bir şey istemiyorum ben İrfan. Benim suçum neydi? İnsanları düşünmek mi?"

"Mert boş konuşmayı kes, hadi parka gidelim."

Kafamı salladım ve banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım, üstüme doğru dürüst bir şeyler giydim ve İrfan ile beraber çıktım dışarı. Kolkola geziyorduk, sonuçta onca senelik arkadaşız değil mi?

Parka geldiğimizde iki salıncakta doluydu. Ortada birleşmiş bir çift el vardı. Ve o ellerin sahiplerine baktığımda bunu görmeyi dilemiyordum.

İrfan ve Livakovic...

Orada donup kalmıştım işte, gözümden bir yaş aktı...

İrfancan beni omzumdan dürttü.

"İyi misin? Hadi gel ağacın altına oturalım."

Tam o sırada onunla göz göze geldik. O da benden ayıramadı gözlerini. Bir süre bakmaya doyamadık hasret kaldığımız o gözlere.

Sonra Liva beni görünce sinirlenmiş olacak ki ayağa kalktı.

Sonra ise İrfancan beni çekip ağacın altına oturttu. O ise yanıma yerleşti.

Kabı açıp çatala bir dilim keki batırdı. Kekin altına dökülmesin diye elini yerleştirdi ve ağzıma doğru götürürken anneler ağzını aç manasında aaa yapar gibi ağzını açıyordu. Ben ise gülümseyip keki tekledim.

"Altay'ın bu kekleri nefis oluyor ya."

"Benim yumruğumda nefis oluyor Mert, yeter artık sal bizi."

Liva'yı ve İrfan'ı karşımda görünce ayağa kalktım. O an ona sıkıca sarılmak istemiştim ama olmadı işte.

"Mert bak bir daha seni bizim peşimizde görürsem-"

"Ben sadece İrfancan'a bir şey sormak istiyorum."

"Ne var?"

"Ben mi? Liva mı? Ben senin kaç senelik sevgilinim, her anında, her güzel veya kötü anında senin yanında ben vardım İrfan."

"..."

"Hadi hayatım, beni seçeceksin değil mi?"

İrfan'ın gözleri doldu.

"Liva'yı seçiyorum."

Gözleri resmen hayır diyordu, itiraz et al beni Liva'nın elinden diyordu.

Yapamadım...

"Büyümüşsün." AlKerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin